alkadraz
  10-Kanaryalar
 

 

 

 

RENK KANARYALARI

                       =                

   Red Siskin                                                              Border Fancy    

Kırmızı renklendirici olarak tanımlanan Kırmızı Faktör uzun yıllar önce bir Alman üreticisi olarak tanınan Dr. Hans Duncker tarafından "Red Siskin" olarak bilinen Güney Amerika menşeli erkek kanaryalarda kullanılmıştır.
Dünyada en çok tanınan ve kırmızı faktör içeren kanarya türü 1900'lü yılların başında bir sarı kanaryanın Venezüella Siyah-Başlı Kırmızı Siskin ile çiftleşmesinin sonucunda ortaya çıkmıştır. Bu sarı Kanarya için bazıları Alman Roller derken bazıları da Border olduğunu söylemektedirler. Ancak kimsenin tam gerçeği bilmediği düşünülmektedir.
Kırmızı faktöre sahip kanaryalar, aşağıda açıklandığı şekilde yoğun turuncu ( kırmızıya yakın), bakır, kayısı, pembe ve aynı şekilde kırmızı- bronz renkleri gibi geniş bir renk yelpazesini içermektedirler.

                                                          

Uzun süren araştırma, çapraz eşleme ile geliştirilerek elde edilen bu renk serileri günümüz kanaryacılığının en yeni örneklerini teşkil etmektedirler. Müsabakalarda net ve kusursuz güzellikte tam bir seri (Color Canary)  en yüksek puanı toplar.

Diğer bölümlerde detayına girilecek olan ,özetle Mozaik (dimorfik)kanaryaların tüm çeşitlerinde aşağıdaki kurala uyumluluk aranır. 

Erkek mozaik kanaryalarda gözleri de içine alan maskelenme, omuz başlarında kuyruğun hemen üstünde dişi mozaik kanaryada ise  gözü de içine alan sürme, omuz başlarında, kuyruğun üstünde lipokrom (sarı-kırmızı) renklenme görülebilmelidir. Erkek ve dişi kuşta göğüsteki renklenme pullanma şeklinde olmalıdır. (Erkek kuştaki renklenme daha yoğundur) Lipokrom (sarı-kırmızı) renklenme belirgin, parlak, yoğun ve canlı olarak görülmelidir. Dağılma ve kontrast farklılığı görülmemelidir. Erkek kuştaki lipokrom renklenme dişi kuşa nazaran daha yoğun ve daha parlaktır.

İdeal mozaik kanarya da kuşun kafa yuvarlak ve geniş gaga kısa ve konik, gövdeye iyice oturmuş kalın bir boyun ve vücut uzunluğu ile orantılı ne çok geniş nede çok kısa bir kuyruğa sahip olmalıdır. Gagadan kuyruğa kadar olan uzunluk 13-14 cm olmalıdır.  top

KIRMIZI MOZAİK VE SARI MOZAİK KANARYALAR

                                         

Lipokrom (sarı-kırmızı) mozaik renklenme haricinde kalan bölgelerdeki tüyler parlak yumuşak ve tebeşirimsi beyazlıkta olmalıdır. mozaik renklenme haricindeki haricindeki bölgelerde dağılma ve kontrast farklılığı görülmemelidir.top

AGAT (agate, achat, agata, akik) MOZAİK KANARYALAR

 

Agat mozaikte başın üzerinden, arkasından, yanlarından ve göğüsün yan taraflarında siyah- gri simetrik düzenli ve dar aralıklı çizgilerin olması istenir. agat kuşta belirgin olacak şekilde bıyık görülmelidir. Uçuş ve kuyruk tüylerinin uçları gridir. Boynuzsu alanlar (gaga - tırnak) ten renginde olmalıdır. Agat mozaik kuş, agat - opal, Agat - pastel, Agat - satinet, Agat - topaz, Agat - eumo, agat - onyx şeklinde ki formlar da görülebilir.

 IZABEL (İSABEL -  ISABELLA) MOZAİK KANARYALAR

top

 

 

 

 

 

Izabel mozaik kanaryalar da, Agat kuştaki desenlenme aynen istenir.Sadece çizgiler kahve - koyu kahve tonunda olmalı ve bıyık görülmemelidir. Boynuzsu alanlar (gaga - tırnak) ten rengindedir. Çizgilerin mümkün oldukça dar aralıklara sahip olması istenir ki zemin rengi daha net gözükebilsin. Izabel mozaik kanarya izabel - pastal, izabel - opal, izabel - satinet şeklindeki formlarda görülebilir.

 

 SİYAH OPAL (Black opal)  MOZAİK KANARYALAR

Yakından incelendiğinde çizgileşmenin siyahtan koyu gümüşe değiştiği görülür.Uçuş ve kanat tüylerinin üst tarafı gümüş iken alt tarafı siyahtır. Gümüş  - grinin çeşitli temel renklerle meydana getirdiği kombine kuşa çarpıcı bir görünüm verir. Boynuzsu alanlar (gaga - tırnak) ve bacaklardaki siyah renklenmeler bariz şekilde görülmelidir. Opal (siyah opal) mozaik kanarya kahverengi - opal, agat - opal, izabel opal şeklinde ki formlarda da görülebilir.

 

SATEN (Satinet, satine) MOZAİK KANARYALARtop

  

Saten kuşta düzgün belirgin aralıklı geniş, soluk, kahverengi çizgiler aranır. Bu çizgiler başın üzerinden kuyruğun altına kadar uzanır. Vücudun yan taraflarında ve göğüsün etrafında belirgin çizgiler yer alır. Saten kuşta soluk kahverengi mel anin desenleşme zemin ile kontrast etki yaparak kuşa çarpıcı bir görünüm kazandırır. Gözler parlak kırmızıdır. Boynuzsu alanlar (gaga - tırnak) ten rengindedir. Saten mozaik kanarya saten-agat ve saten-izabel şeklindeki formlarda görülebilir. 

 

PHAEO MOZAİK KANARYALAR

                         

PHAEO kuşta geniş kahverengi tüy uçlarının ortaları beyazdır. çizgilenmeler katışıksız kahve, koyu kahve tonlarında at nalı şekline benzer şekilde (pullanma) tüylerin ucunda yer almalıdır. Pullanma kuşun başından kuyruğa kadar uzamalı, kuyruğun altıda üstü de pullu olmalıdır. Birincil ve ikincil uçuş tüyleri ve kuyruk tüylerinin kahverengi kenarlara sahip olması istenir. Yanlarda ve göğüs bölgelerinde çizgilerin belirgin olması istenir. Kuşun tüylerinin alt kısımları soluk  ve gözler parlak kırmızıdır. Gözlerinin rengi kuş büyüdükçe rengi koyulaşmaz.  Boynuzsu alanlar (gaga - tırnak) ten rengindedir. 

 

top

 

 

 

ŞEKİL  KANARYALARI

Firilled (Kıvırcık) Kanarya


1-Parisian Frilled Canary (Paris Kıvırcık Kanaryası)            

a-Color frill b-Badouaner
2-Northen Dutch Frill (Kuzey Holandez)
3-Southem Dutch Frill (Güney Hollandez)
4-Swiss Frill (İsviçre Kıvırcığı)
5-Gibber İtalicus (İtalyan kıvırcığı ve kan buru) Kategori


 Postu re Canaries (Biçim Kanaryaları)

1-Belgium bult (Belçika Kamburu)
2- Scotch Fancy
3-Muncher
4- Japanese hoso Kategori


Form Canaries
1- Border Fancy
2- Raza
3- Norwich
4- Yorkshire a-Continental type b-English type
5- Bernese Canary
6- Fife Fancy
7- Lizard Kategori


Tepeli Irk Kanaryaları
1- Gloster a-Corona(tepeli) b-Consort(düz)
2- Germen a-Crested b-non Crested(tepesiz)
3- Crested Canary(tepeli kanarya) a-Crested(tepeli) b_Crest-bred(Bozuk tepe)
4- Lancashire a-Crested(tepeli) b-non Crested (tepesiz)

top

IRK KANARYALARI

GLOSTER

 

   

1920' lerde İngiltere'de Gloncestershire kentinde üretilmiştir. Gloster'in iki çeşidi vardır, corona başında yuvarlak ayrılmamış tepesi olana , consord şapkasız olana denmektedir. tepe enseyle iyice kaynaşır, merkezi noktası kafanın Ortasında, tepe gözleri örtmez. Kafa iyice geniş, yuvarlak, belirgin bir kaş vardır, göğüs geniş ve yuvarlak olup boyun Kısa ve sağlam, tüyler vücuda yapışır. boy en Çok 11.5 santim olmalıdır. Duruşu 45 derecelik açıyladır ve baldırları Görülmez . Ortalama ömrü 10 yıldır. Bu minyon tipli kuşu temin etmek hiçte zor değil, fiyatı diğer ırklara göre daha ucuz ve bol yavru veren bir kuş, bu nedenle kanarya sevenlerin ilk yöneldiği ırk bu oldu.Üretmede iki tepeli kuşu çiftleştirmemelisiniz, bir tepeliye bir tepesiz kuş kullanmanız gerekir.  

Bu ırkı değerli kılan Özellikler ) :

1-) Kafa (20 Puan) : Kafa geniş, tepeden bakınca büyük ve yuvarlak görünmelidir. Dolu yanaklı, kafa ile vücut bütün olmalı; boyun belli olmamalı ve birleşik gözükmelidir. Gaga kısa ve küt, huni gibi olmalı kaşlar geniş, tek tek tüylerden meydana gelmelidir. Tam tepeden bakıldığında kaşlardan, gözler görülmemelidir.
2-) Tepe (20 Puan) : Tepe olabildiğince yuvarlak ve kapalı, düz bir çizgi ile doğrudan doğruya gözler üzerinden anlaşılamayacak bir geçişle kesintisiz enseye uzanmalıdır. Kafa ile vücut bütün olmalı, birleşik gözükmelidir. Tepe noktası, oldukça küçük yukarıdan bakıldığında, kafa tasının tam ortasında olmalı, ve yanlardan gözlerinin üzerine yatmalıdır.
3-) Vücut (20 Puan) : Her yönüyle yuvarlatılmış, kısa, sıkıştırılmış gibi olmalı, sırt ve göğüs dolgun olmalıdır. Kanat uçları 45 derece açıyla duran yarım lastik top gibi gözükmeli, uçları bitişik olmalıdır.
4-) Kuyruk (5 Puan) : Kısa, dar, mümkün olduğunca küçük ve ucu az çatallı olmalıdır.
5-) Tüy (15 Puan) : Vücuda yapışık dümdüz ve yatık olmalıdır.
6-) Duruş (10 Puan) : 45 Derece açı ile durmalı kafes alışkanlığı dikkate alınmalıdır. Kuş mağrur ve hareketli olmalıdır.
7-) Bacak ve Ayak (5 Puan) : Kısacık narin, bacak ve ayaklara sahip olmalıdır. Bacaklar çok küçük pullarla bezenmiş ve hafifçe bükük olmalıdır.
8-) Boy (15 Puan) : 12cm geçmemelidir.
9-) Genel İntiba (5 Puan) : Kuşun ve kafesin temizliği, kafesteki duruşu, kendini sunması genel intibayı tamamlar.

 top

YORKSHIRE

 

 

Ana vatanı İngiltere olan bu kuş ilk1860 yılında geliştirilmiştir.  Adı İngiliz YORKSHIRE kontluğundan gelmektedir. Zaman içinde daha iri ve güçlü ”Golding”diye adlandırılan yeni tip geliştirilmiştir. Boy en az 17 santim olmalıdır,duruşu diktir, omuzlar geniş ve yuvarlaktır, kanatlar uçlarda çaprazlaşmaz, vücuda yapışık, kafa geniş ve yuvarlak, ense omuz çizgisi ile aynı hizada yani boyun kökünde çukur yoktur, dolgun görünmelidir, gözler merkezi yerleşimlidir. Göğüs dolgun olarak, gaganın dibinden başlar, tüyler kısa, sık ve vücuda düzgün yapışık, kıvrık tüyler ve belirgin kaşlar istenmez, ortalama ömrü 10 yıldır. Renk olarak kendi renginde olabildiği gibi, renk maması verilerek beslenen kuşlarda bulunur.Üretimde fazla yavru alamaya bilirsiniz, yavruların güvenliği için derin folluk kullanmalısınız, üreticiler genelde Yorkshire yumurtalarını başka bakıcı anne ve babanın (kırma ırklar) altındaki yumurtalarla değiştirir, bazı yetiştiricilerde annenin yavruları büyütmesi için yalnız bırakırlar, böylece bir erkek kuşu - üç dişi kuşla çiftleştirirler, elde edilen yavrularda yarışmalarda istenilen dik duruşu elde etmek için eğitilmektedir.

Yorkshirelarda tüy yapısı 2'ye ayrılır.

BUFF = KAMIŞİ  = KALIN TÜY  =MAT =SOLUK SARI 

(BUFF kelimesinin Türkçe karşılığı Soluk Sarı)

INTENSIVE  - ACI SARI - İNCE TÜY (INTENSIVE YOĞUN ANLAMINDADIR.)

EŞLEŞTİRMEDE TÜY YAPISINA DİKKAT EDİLMELİ BUFF İLE INTENSIVE ÇİFTLEŞTİRİLMELİDİR.

   

 Bu  ırkı değerli kılan Özellikler :

1-) Duruş (25 Puan) : 80 derecelik açıyla dik ve asil durur. Baldırlar muhakkak görünmelidir. Kuş uzun-güçlü, hemen hemen arasından geçilecekmiş gibi duran bacaklar üzerinde dik durmalıdır. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta kuyruğun rahatça taşınabiliyor gözükmesidir.
2-) Tüy (25 Puan) :İpek gibi, dar ve sık, yatık olmalıdır. Kanat ve kuyruk sımsıkı, kapalı olmalıdır. Kuyruk ucu çok az çatallı olabilir.
3-) Kafa (20 Puan) : Kafa her yönü ile yuvarlatılmış ve dolu dolu yanaklarla vücudun iriliğine uymalıdır. Tüylerinin bolluğu nedeniyle gözler üzerinde uzanan kaş olabilir. Gaga kısa ve huni gibi olmalıdır. Gözler mümkün olduğunca kafa ortasında olmalıdır. Boyun mümkün olduğunca belirsiz olup, bir bütünmüş gibi görünmelidir.
4-) Vücut (10 Puan) :Omuzlar geniş ve yuvarlaktır. Göğüs dolgun olarak gaga dibinden başlayarak, havuç şeklinde kuyruğa doğru incelmelidir. Karın ve kuyruk altı düz bir çizgi şeklinde olmalıdır.
5-) Boy (10 Puan) : En az 17cm olmalıdır.
6-) Renk ve Genel İntiba (10 Puan) : Kafeste kendini sunması, temizliği, canlılığı ve ayrıca homojen olarak kuşun boyanması da göz önünde tutulur.

      top

 

NORWICH

 

1860’lı yıllardan beri tanınan bir İngiliz Irkı ‘dır. En önemli yetiştirme amacı, bir bütün halinde kuşta yuvarlaklığı sağlayabilmektir. Norwich kanaryalar Crest kanaryalar ile oldukça benzerdir, şapkaları yoktur, vücut daha kısa ve tıknaz olmalıdır, boy 15,6-16,5 santim olmalı, ayrıca farklı olarak kuyruk talazları bulunmaz, renk  bu kuşta ayrı bir öneme sahiptir ve renk mamaları ile beslenmektedirler. er iki cinste üretim zamanında karın altındaki tüylerin hafif kısaltılması döllenmenin kolay olmasını sağlayabilir. ayrıca Crest'lerde göz kenarlarındaki tüylerin de kesilmesi gerekir.

        

  (Bu ırkı değerli kılan Özellikler ) :

1-) Form (25 Puan) : Her tarafıyla yuvarlatılmış olup, kısa, tıknaz, topan şekilde bir bütünlük gösterir. Sırt geniş ve hissedilebilir. Boğaz, göğüs, göbek hattı kuyruğa kadar iri kaz yumurtası görünümünde, bükümsüz ve kıvrıntısız olmalıdır.
2-) Kafa (10 Puan) : Her yönüyle yuvarlak yüksek alınlı, kubbe gibi olmalıdır. Gaga kısa ve konik, uzun çıkıntılı kaşlara sahiptir.
3-) Boğaz ve Ense (10 Puan) : Olabildiğince kalın, dolu ve geniştir. Kafa ile vücudun birleşme yeri hiç belli olmamalıdır.
4-) Kanat (10 Puan): İyice yatık, kanat uçları birbirine yapışık olmalıdır ve vücuttan sarkmamalıdır.
5-) İrilik (10 Puan) : En az 16cm olmalıdır.
6-) Tüy (10 Puan) : Yumuşak ipek gibi ve iyice yatık olmalıdır. Horoz tüyleri olmamalıdır.
7-) Kuyruk (5 Puan): Kısa, düz, kapalı, mümkün olduğu kadar küçük, çatallı, hırpalanmamış olmalıdır. Aşağıya doğru sarkmamalı, kuyruğunu kolayca taşıyormuş gibi hissettirmelidir.
8-) Bacaklar ve ayak (5 Puan) : Kuşun doğru pozisyonda durması, normalden biraz geride duran bacaklarına bağlıdır. Bacaklar, kısa, küçük, narin ve vücuda uyumludur. Kesinlikle baldır görünmemelidir.
9-) Genel İntiba, Renk, Duruş (15 Puan) : İstenilen homojen olarak kuşun boyanmasıdır. Kesinlikle tünekte yatmamalıdır.  45 derece açı ile durmalı, biraz küstah ve dikkatli görünmelidir. Sağlığı, kuşun kendini sunuşu ve temizliği intibayı tamamlar.

top


LANCASHIRE

     İsmi İngiliz Lancashire kontluğundan gelmektedir. Tepesi en önemli özelliğidir. Tüm kanaryaların en irisidir. Bu ırk 1750 ‘li yıllarda oluşmuştur. Geçen yüzyılda  Dünya Savaşları nedeniyle bu ırkın soyunun tükenmesinden sonra, 1950 ‘li yıllarda yeniden üretilmesiyle, bu nesil tekrar canlandırılmıştır. Sadece sarı ve beyaz renkte olmak zorundadır.

 (Bu ırkı değerli kılan Özellikler ) :

1-) Tepe ve Baş (30 Puan): Yukarıdan bakıldığında tepesi tıpkı bir at nalı şeklinde olup, orta noktasında tüm kafaya yayılmaktadır.Tepe gaga dibinden gözlerin yarısını kaplayıp arkaya devam etmektedir. Kırçıl tepe kabul edilebilir. Amaç açık renk tepeye ulaşmaktır. Yoğun ve çıkıntılı şeklinde kafa geniş, hafif basık, yassı ve mutlaka kaşlı olması gerekir.
2-) Boy (25 Puan) : 22cm – 23cm olmalıdır.
3-) Vücut ve duruş (15 Puan) : Kuş büyük, güçlü,  sağlam bir izlenim vermelidir. Omuzlar iyice belli olmalı, göğüs kısmı dolu dolu  olmalıdır. Kanatlar, kuyruk uzun, düz ve çok az düşük (kıvrık değil).  Kuş dik durmalıdır. Ama Yorkshire gibi dimdik ve gergin değildir.
4-) Boğaz ve Ense (10 Puan) : Güçlü ve dopdolu olan boğaz, kafa ve vücut arasında çepeçevre, girintili olup kafayı vücuttan biraz ayırmalıdır.
5-) Sırt (5 Puan) : Sırt uzun dolu iyice yuvarlatılmış olmalıdır. Sırt formunda çok az bir kamburluk hissedilmelidir.
6-) Tüy ve Ayaklar ( 5 Puan) : Tüyler çok zengin ve uzun, bacak uzun kuvvetli, hafif açılı (eğik) olmalıdır. Baldır kısmen gözükebilir.
7-) Genel İntiba (10 Puan) :  Kuşun ve kafesin temizliği, kafesteki duruşu, kendini sunması genel intibayı tamamlar.

top

ROLLER

       

Roller cinsi, gerek pest ve gerek tiz perdede gayet güzel ötüşlü bir kanaryadır. Gardner, Volkman, Erntges ve bilhassa Trute adında bir maden amelesi en güzel ötüşlü kuşları yetiştirmişlerdir.

Hakiki Harz (Germen) Roller kanaryaları bağırmaz, öter. Adi kanaryalar gibi  etrafı gürültüyle boğmaz. Almanca da EDEL asil demektir. Roller ise dem çekici demektir. Edelroller ise (asil dem çekici) mânasına gelir.

top

BORDER

       1890 Yılında,ötücü kuşlar Yorkshire ve Norwich den ayrı bir ırk olarak meydana getirilmiştir. Adını İngiltere ile İskoçya arasındaki sınır bölgesinde yetiştirildiği için İngilizce’ de sınır demek olan Border kelimesinden almaktadır.En önemli özelliği ipek gibi tüyleri ve şık duruşudur.  Ortalama ömürleri 10 yıldır, dayanıklı ve bakımı fazlada zor olmayan bir kuş sayılır, ancak üretimde size biraz sorun çıkarabilir, özel renk mamalarına ihtiyaç yoktur,yalnız tüylerindeki parlak sarı rengi korumak için lütein içeren gıdalar Verebilirsiniz, tüylerinin kalitesini yakından bakarsanız görebilirsiniz, üretimde uygun bir folluk(yuva) seçin, kuşları eşleştirirken kabarık (sert tüylüler) eşleştirmekten kaçının ve bunları yumuşak tüylülerle çiftleştirin. Renklerin ayrılmasında bazı farklı terimlerle karşılaşa bilirsiniz

   (Bu ırkı değerli kılan Özellikler ) :  

1-) Kafa ve boğaz (10 Puan) : Kafa gaga kökünden başlamalı,dolgun ve  yanaklara doğru iyice yuvarlak görünmelidir. En önemli özelliği kafa ile vücudu ayıran hayali bölgenin (kolye gibi) gözle görülür şekilde belli olmasıdır. Kafa mümkün olduğunca küçük ve yuvarlak, gözler ise merkezinde olmalıdır.
2-) Vücut (15 Puan) : Özellikle göğüs her yönüyle yuvarlak olmalı omuzlar rahatça hissedilebilmeli hafif kambur ve sırt formu yumurta şeklinde olmalıdır.
3-) Kanat (10 Puan) : Kanatlar iyice yatık olmalı ve kuyruk köklerini örtmelidir.
4-) Ayak ve Bacaklar (5 Puan) : Ayaklar küçük pullarla bezenmiş  ve vücutla uyumlu  olmalıdır.
5-) Tüy (10 Puan) : Tüyler ipek gibi yatık ve dümdüz olmalıdır.
6-) Kuyruk (5 Puan) : Kısa, dar, ucu hafif çatallı, kuşun kuyruğunun pipo sapı gibi kolayca taşınır görüntüye sahip  ve vücudunun 1/3 ü kadarı olmalıdır.
7-) Duruş (15 Puan) : Renk homojen olarak (rengin vücudun her yerine eşit tonda yayılması) canlı, parlak olmalıdır.
8-) Boy (5 Puan ): Kuşun boyu 14,5 – 15,5 cm arasında olmalıdır.(Yarışmalarda kullanılan kafeslerdeki 8 tel boşluğuna 2 tünek konarak, boyu elle tutulmadan kuyruğun tüneği geçip geçmemesi dikkate alınarak ölçülür.)
9-) Genel İntiba (10 Puan) : Kuşun hareketlerinin zarifliği, kendini sunması. (Yarışmalarda kafesin ve kuşun temizliği de dikkate alınır.)

top

 
CREST


Crest kanaryalar oldukça iri, gösterişli, aynı zamanda pahalı kanaryalardır. iki tipi vardır;

Crested       Şapkalı ,

Crestbred    Şapkasız.

Crested'in şapkası oldukça büyük olmalı ve bu tepe gözleri, gagayı örtmeli, enseyle düz bir şekilde birleşmeli. crestbred kafa oldukça geniş, yassı ve belirgin kaşları olmalıdır. her ikisinde de kafa tüyleri uzun olmalıdır. Boyun kısa ve vücut dolgun olmalıdır,uzun ve ipeksi,yumuşak tüyleri olmalı, kuyruk talazları ve horoz tüyleri Görünmelidir, ayaklar kısa baldırlar gözükmez, duruş yarı dik 45 derece olmalıdır. Boy ise en az 17 santimdir. Üretiminde oldukça zorluk çekilen bir kuştur, çiftleştirirken daima bir şapkalı ile şapkasızı çiftleştirmeniz gerekiyor aksi Taktirde yavruların bir kısmı yumurtadan çıkamayabilir. Başka bir sorun tüyleri çok yumuşak olduğu için folikülü açamıyor ve tüy kistleri oluşabiliyor, bu bazen sorun oluşturabiliyor. Bu kuşların çok az hareketli olması hem yetiştirici için sıkıcı geliyor hem de kuşun yağlanmasına ve yavru veriminin azalmasına sebep oluyor.

       Kökeni İngiltere’ye uzanan bu kuşlardaki en belirgin özellik , ilginç tepeleri ve güçlü kafalarıdır. Vücut yapısı Norwich ’e göre daha uzun (Konik) şekildedir.Kırmızı haricinde diğer bütün renkleri mevcuttur.

  (Bu ırktaki kuşu değerli kılan özellikler:)

1-) Crested (tepeli)(45 Puan) :  En belirgin özelliği olan tepe, mümkün olabildiğince büyük olmalıdır. Kafanın tam merkezinden , eşit şekilde her yöne doğru, gözleri ve gagayı örtecek şekilde dağılan tüyler, yapıları itibariyle uzun ve geniş olmalıdır. Tepeden bakınca yusyuvarlak ve kesintisiz gözükmelidir.Yandan gaga ucuna bakınca, tepe kenarları dümdüz bir çizgide simetrik durmalıdır. Kafa arkası tamamen düz bir geçişle kafa ve vücut fark   edilmeyecek şekilde birbirine bağlanmalıdır.
2-) Crested (Kafa) (45 Puan) : Kafası mümkün olduğunca iri , geniş ve hafifçe basık olmalıdır.Yukarıdan bakınca genişçe ve yuvarlak , yandan ve önden bakınca , iri ve biraz basık görünmelidir.Tepelide olduğu gibi , kafa tüyleri yumuşak , geniş ve uzun olup , gözleri örten kaşlar iyice belirgin olmalıdır.
3-) Vücut (10 Puan) : İri yapılı ve güçlü olmalı , Norwich ’e göre uzun yuvarlak görünmemelidir.Göğüs yuvarlakça , sırt geniş ve hafifçe şişkindir.
4-) Tüy (10 Puan) : Uzun tüylerle kaplı vücutta ipek gibi olan tüyler , Norwich ’teki gibi yatık değildir. En önemli ırk özelliği kuyruk kökünden itibaren her iki yandan aşağı doğru sarkan horoz tüyleridir.
5-) Duruş (10 puan) : Normalde 45 derece açıyla  durmalıdır.Tünekte kesinlikle yatmamalıdır.Tepeli, tepesi yüzünden, kabak ta kaşları yüzünden önünü daha rahat görmek için Norwich ’e göre daha dik durur.
6-) Boy (5 Puan) : En az 17 cm olmalıdır.
7-) Gaga (5 Puan) : Kısa küt olup büyükçe olan kafayı , güçlendiren bir etki yaratmalıdır.
8-) Boyun (5 Puan) : Kalın ve güçlüdür.
9-) Ayaklar (5 Puan) : Kısadır ve eklem yeri gözükmelidir.
10-) Genel intiba (5 Puan) : Bu ırk biraz sakin görünüşlüdür ama iyice de kaygısız gözükmemelidir. Kafesteki hareketleri, kendini sunması, temizliği, sağlıklı görünmesi, önemlidir.


top

 

 

LIZARD

            

Lizard Kanaryası genel eğilimin aksine,İngiliz kanaryaları içinde renk özelliğini kalıtımla alan çok beğenilen ve değerli bir kanarya türüdür.Altın Renkli Lizard, Gümüş Renkli Lizard olmak üzere iki türü vardır. Tüyleri parlak ve sıktır. tüylerin uç kısımlarının açık renk olması, gövdeye doğru yaklaştıkça koyulaşması ve sırtının kırçıllı görünümü ona pek hoş bir hava verir. Boyu küçüktür, son derece hareketli ve neşelidir. erkeği iyi bir ötücü, dişisi ise iyi bir annedir. sağlığı yerinde, dayanıklı ve uzun ömürlü bir kanaryadır.İngilizlerin yetiştirdiği melez türlerden biri olan Lizard'lar sahip oldukları değişik renkleriyle dikkat çekerler. Lizard, İngiliz dilinde( kertenkele) anlamındadır. Tüylerinin kertenkele derisi gibi pul pul bir görünüm taşıması ve kahverengi-yeşil rengi nedeni ile bu ad yakıştırılmıştır. Yapay eşleştirme ile elde edilen ilk türlerden biri olmasına karşın üretilmeleri özen ister. Lizard kanaryası muhtemelen, yaşayan en eski kanarya türüdür. Tepelikli ve tepeliksiz, kuşun olağandışı görüntüsü bu türün can alıcı tarafıdır.  Lizard kanaryasını andıran kanarya 1709 yılında tanımlanmıştır. Her ne kadar bir süre gözden düşmüşse de, şimdi tekrar revaçtadır. Yaygın olarak bulunabilir. Bu kuşun tüyleri onun en önemli özelliğidir. Jürinin, arkadasın daki hilal şeklindeki payetleri inceleyebilmesi için kendi etrafında dönmelidir. 

Beslenme ve Barınma
Kanarya yemi, yeşil ve yumuşak gıdayla besleyin. Tüy dökümünden hemen önce renk beslenmesine tabi olmalıdır ki, renklenme garanti edilsin. Tüy ve sırt işaretleri önemlidir.
Dayanıklıdır, yıl boyunca dış kuşhanelerde barındırılabilir.

Üreme
dişilere üremeleri için folluk temin edin. Altın ve gümüş terimleri bu kanaryanın tüy cinsleri olan sarı ve sarı kahve yerine kullanılır.

En iyi üretim sonucu için her formdan bir kuş ile çiftler oluşturulmalıdır. Üreticiler, nadiren de iki temiz şapkalı lizard kanaryasını eşleştirirler, çünkü bunların yavruları sıklıkla çok geniş şapkalara sahip olur.

Bunun yerine temiz şapkalıyı bir diğer şapka formu ile çiftleştirin. Kırık şapkalı kertenkele kanaryaları da birbirleriyle oldukça başarılı şekilde eşleşir.

Çeşitler
Açık ve kırık başlıklı Lizard kanaryaları dışında, hiçbir açık baş işaretlemesi olmayan başlıksız kertenkele kanaryası da bulunabilir.

Diğer Adları: Serinus Canaria
Ortalama Boy: 12.5 cm

Ortalama Ömür: 10 yıl

Cinsiyet: Bilimsel tespit gereklidir, erkekler öter.

Üreme: Kuluçka 14 gün sürer, tüylenme 14 gün sonra olur.

Genç Kuşlar: Erişkinlere benzer.

Ayırt Edici Özellikleri: Baş: Altın kertenkele kanaryasının temelinde oval şekilli başlık vardır, gagadan kafanın altına doğu uzar. Tüyler Tüylerinin ipeksi görünüşü vardır ve vücudunun yanlarındaki işaretler "sıralı" olarak anılır, açık olarak sıralar oluşturulmalıdır.

 

top

MALINOIS 

                     

Diğer bir adı da Belçika bülbülüdür.Bu bilhassa ötüş kanaryasıdır.Hem şekil hem ötüş bakımından tercih edilen bir kanaryadır. Waterslager cinsi endamlı ve zariftir.Baş biçimli,gaga ince,gözler kara ve parlaktır.Boynu uzun ve incedir.Göğsü az kabarıktır,kanatları vücuduna iyice yapışıktır.Gagasının ucundan kuyruğunun ucuna kadar boyu 15-17 santimdir.Eskiden rengi düz sarı idi şimdi lekeli ve düz beyazlarda yetiştirilmiştir.Malinua cinsi kanaryaların erkeği sağlam bünyelidir.Dişileri yavrularına iyi bakar.Çınlayan ötüşü saf ve hoştur.

KUŞ YETİŞTİRİCİLİĞİNDE İLK ESAS KUŞU HASTA ETMEDEN SAĞLIKLI BAKMAKTIR. YANİ SIHHİ BİR ORTAMDA YETİŞTİRMEKTİR. HASTALIK HALİNDE GİDECEĞİNİZ İLK ADRES ''TIP'' OLMALIDIR. KULAKTAN DUYMA, BİLİMSEL OLMAYAN  YÖNTEMLERE PRİM TANIMAMALIYIZ.

HASTALIKLAR TÜY DÖKÜMÜ KAŞINTI VE BİTLER KIRIK VE KANAMALAR İŞTAHSIZLIK
GÜNEŞ ÇARPMASI İLAÇ ÖZELLİKLERİ VE KULLANMA KILAVUZU KANARYALARDA VE DİĞER KUŞLARDA  KULLANILAN DİĞER ANTİBİYOTİKLER KAFES KUŞLARINDA HALKALI KURT ENFEKSİYONLARI

KUŞ GRİBİ

SİYAH LEKE HASTALIĞI

KAFES KUŞLARINDA MANTAR ENFEKSİYONLARI      

 

 

MANTAR

Belirtileri, kuşlar bitliymiş gibi tiftiklenirler, tüylerde dökülme olur, vücudundaki kellikler ve görünen yerlerde, kızarıklıklar, pullanma gözükür ve bulaşıcıdır.

NİZORAL ŞAMPUAN : Şampuan köpürtülerek suluklar, mamalıklar, yemlikler ve kafesin her köşesi yıkanır.

NİZORAL TABLET : 1 litre suya 1 tane hap atılır. 7 gün devamlı verilir. Her gün içme suyuna, taze olarak karıştırılır. Eczacının hazırladığı aşağıdaki solüsyon, açıkça gözüken kızartıların, beneklerin, pullanmaların üzerine pamuklu çubuk vasıtası ile 7 gün haricen sürülür. İyot solüsyonu 100cc olarak hazırlanacak, içine 50cc su ve 2 tablet Rabenzole atılıp, karıştırılacak ve pamuklu çubukla sürülecek.

SİNDİRİM SİSTEMİ BOZUKLUĞU  :

Yanlış beslenme ve mikroplu gıdalar vasıtasıyla hayvanı yavaş yavaş hasta eder. Karın altındaki damarlar yeşil olmaya başlar, kızarıklıklar meydana gelir ve hafif kararma olur.

SOLUNUM YOLLARI BOZUKLUĞU  :

Hayvan boğazına bir şeyler takılmış gibi ağzını açıp kapatır; kuyruğundan nefes alıyormuş gibi kuyruğunu sallar.

TEDAVİSİ : İçme sularına tedavi süresince vitamin konur ve her gün ağza 1-2 damla %2,5 Baytril 5 gün süre ile damlatılır.

Not : Antibiyotik tedavilerinde verilen süreye uyulması gerekir. Yoksa ileride bağışıklık kazanan hayvan tedaviye cevap vermez.

KURUMA  :

Bu hastalık halsizlik ve göğüste kuruma olarak çoğunlukla ölüm halinde görülür. Kesin tedavisi olan bu ilaçlarla aynı zamanda yukarıda Baytiril’in çözemediği problemler için de etkilidir. Yani çok geniş etkili birçok hastalığa iyi gelen bir antibiyotiktir.

Biteral tablet : Bir tablet 8 eşit parçaya bölünür, bir parça bir sulukta eritilerek 8 gün boyunca kuşlara verilir. (Her gün 1/8 verilir.)

ÇİÇEK  :

Kuşçuluk için Veba dır. En belirgin özelliği, kesin ve çabuk kitlesel ölümlerdir. Çok çabuk bulaşır ( 7-8 gün içinde). Gaga, göz çevresi ve ayaklarda gözükür. Hastalanan kuş aşısı yapılmazsa 8 günde, ağzını aça aça, kuyruğunu sallaya sallaya ölür.

Çiçek hastalığı virüstür. Tedavisinde antibiyotikler faydalı olmaz.Tek yapılacak şey kümese yabancı kuş getirmemek, ziyaretçileri yasaklamak,eğer kümese ziyaretçi almak zorunda iseniz üst baş değiştirmek ,en azından üzerine önlük,başına şapka giydirip ayakkabısını  çıkartıp terlikle sokmak gerekir. Kümesi temiz tutup sık sık değişik dezenfektanlarla yerleri duvarları  ve malzemeleri temizlemek gerekir.

Kanareien Pocken adlı bu aşı yurt dışından getirilmektedir. Yavru en az 6 haftalık olmalıdır. Hastalık olsun olmasın senede bir kez bütün kuşlar aşılanmalıdır.

Türkiye de hemen her kümeste çiçek mikrobu bulunur. Bu mikrop sıcak ve nemli yerler de salgın yaratır. Bu yüzden her yetiştirici 10. ayda mutlaka aşı yaptırmalıdır. Unutmayalım ki bu savaştan sadece aşı yaptırarak başa çıkabiliriz.

AYAK ŞİŞLİĞİ  :

Hastalığın belirtileri şunlardır : kuşun ateşi çıkar, ayak bileklerinde şişmeler görülür, parmaklarını kapatamaz hale gelir ve ayak tabanlarında şişmeler ve yaralar görülür. Bu hastalığın tedavisinde “Teramycn” merhem kullanılabilir. ¼ Aspirin toz haline getirilip merhemle karıştırılır, haricen sabahtan ayaklara, tabanlara sürülür. Akşamda saf vanodin e kuşun ayakları sokulur ve ağızdan 1, 2 damla baytril damlatılır. Bir hafta süreyle bu tedavi sürdürüldüğünde kuşta gözle görülür bir iyileşme gözlenir.

İSHAL  :

Mikrobik ve gıdaya bağlı olmak üzere iki türlüdür. Mikrobik olmayan ishalde diyet uygulanır; Mama, yumurta verilmez sade ince yem ve yulaf verilir. Mamalıkta sürekli haşlanmış patates bulundurulmalı ve kaybettiği su kaybı için marulun kart yapraklarından veya ıspanak çok az olarak verilmelidir.

Mikrobik ishalde, kuşun pisliği tahlilinde çıkan sonuca göre ilaç tedavisi uygulanmalıdır. Bazı ishal ilaçları ise şunlardır: sulfamazettin, koksidin, niflodin.

İshali önlemenin en önemli yöntemi, kafes/kümes ekipmanlarının temizliği,temiz su kullanımı , temiz mama ve yem kullanımı ile mümkündür. Haspır ve benzeri tohumlar elenmeli,temiz kuru bir yerde muhafaza edilmeli ,zaman zaman  koklanıp kokusunun normal olup olmadığı tespit edilmelidir. Küf kokusu olan tohumlar asla kullanılmamalıdır.
 

KIRIK VE KANAMALAR  :

Ayağı kırılan kuşa pamuk takviyeli bilezik takılarak kuşun kırık ayağı alçıya alınır. 10 gün içinde ayağın kaynadığı ve kırılan ayağın hiç aksamadığını görürsünüz. Bazı yetiştiriciler kırılan ayağa bant saramaya çalışırlar, hem zordur hem de yanlış kaynamalara sebep olur.

KANAYAN YARALAR  :

Genelde ur keserken ve ur düştükten sonra kanamalarla çok sık karşılaşılır. Kanayan yaraya tetrat (insan için) kapsülü içindeki toz dökülür. Hem antiseptik vazifesi görerek mikrop kapmasını engeller hem de kanı durdurur. Kanamayan tahriş olmuş, yapa derisi kalkmış yaralara da teramisin merhem sürülmesi tavsiye edilir.       

İŞTAHSIZLIK  :

BELİRTİLERİ :  Kanaryada yem yemeye karşı genel bir isteksizlik ve durgunlukla kendisini belli eder.


NEDENLERİ :  Çoğunlukla kanaryanın daha önce alışık olduğu yemin dışında bir besin rejimi uygulanması veya tekdüze bir yemle beslenmesi ile görülür. Bundan başka bazı hastalıklara bağlı olarak görülen iştahsızlıklar da vardır.


TEDAVİSİ :  Kanaryanın arzu ettiği yemlerin verilmesi,çok bölmeli yemliklerde çeşitli yemler sunularak seçiminin kanaryanın tercihine bırakılması ,iştah açıcı yeşillik ve meyvelerin verilmesi yararlıdır.İştah açma amacıyla hazırlanmış kanarya şuruplarından yararlanmak mümkündür.Eğer iştahsızlık belli bir hastalığın etkisiyle ortaya çıkmış bulunuyorsa,öncelikle onun ortadan kaldırılması gerekecektir.              

HALSİZLİK  :

BELİRTİLERİ :  Kanaryanın son derece halsiz,güçsüz ve mecalsiz olmasıyla eski hareketliliğini,canlılığını kaybetmesiyle,ötmeye ve yeme karşı hissedilir oranda isteksiz davranmasıyla tanınır.Hastalığın ilerlemesi halinde karın derisinin rengi koyulaşır,kırmızı ve hatta giderek mor bir renk alır.


NEDENLERİ :  Kötü yaşama koşulları , kötü isli dumanlı,sigara kokulu,havasız yerler,tek yanlı ve yetersiz beslenme soğuk algınlığı ile ilişkili hastalıklarda çok uzun süren devrelerde , bu devreler içinde beslenme bozuklukları zafiyetin nedenlerinden sayılabilir.


TEDAVİSİ :  Kanaryanın elverişli koşullara kavuşturma ve iyi bir beslenme sağlama alınacak başlıca önlemler arasında yer alır.Bu amaçla kanarya temiz havalı,ışık alan,rutubetten uzak,ısısı normal bir yere alınır.İştah açıcı yem ve yeşillikler,meyveler,karma yemler,kuvvet mamaları ile dengeli bir beslenme sağlanır.                           

BRONŞİT  :

BELİRTİLERİ   Bronşitli kanaryada gözlenebilecek en belirgin araz,solunum güçlüğü,sık sık nefes alma ve soluk alırken duyulan hırıltıdır.Hastalığın ilk devrelerinde yüksek ateş görülür, eğer önlem alınmazsa hastalık kanaryanın ölümüne yol açabilir.


NEDENLERİ :  Şiddetli üşütme ve soğuk algınlığı sonucunda ortaya çıkan, solunum yollarının iltihapla tıkanması şeklinde tanımlanması mümkün olan bir hastalıktır.Soğuk algınlığına ve nezleye neden olan etkenlerin erken önlem alınıp giderilmediği taktirde bronşite dönüşme olasılığı kuvvetlidir.


TEDAVİSİ :  Tedavisi,soğuk algınlığı ve nezle tedavisine paralel özellikler taşır.İlk önlem olarak kanarya daha sıcak bir yere taşınır.Gagası açılarak bir damla bal damlatılarak susaması sağlanır.Suyuna bir damla TERRAMCINE damlatılmış ve ılıtılmış su verilir.Nezlede olduğunca B ve C vitaminlerinin direnç artırıcı ve iyileştirici etkisinden yararlanılmalıdır.Bu amaçla vitamin ihtiva eden ampullerden bir damlalık aracılığıyla birer damla alınarak içme sularına TERRAMYCINE ile birlikte damlatılmasından fayda görüleceği kuşkusuzdur.Kaynatılmış keten tohumu suyu da bu hastalıkta yararlanılan şifa verici bir ilaçtır.    
                    

ASTIM  :

BELİRTİLERİ :  Kanaryanın soluk almada zorluk çekmesi,sık sık ve hırıltılı soluması ile kendini belli eden bir hastalıktır.Astımlı kuş ötmeye karşı isteksiz ve ötüş kalitesinden çok şey kaybetmiştir.Genellikle uzun süren bronşitlerden sonra ortaya çıkması tanıtıcı bir niteliğidir.


NEDENLERİ :  Yerleşmiş nezle ve bronşitin,bakımsızlık,kirli ve dumanlı hava tozlu yem ve tozlu ortam gibi elverişsiz koşullar ve tedavisizlik gibi etkenlerle solunum organlarında kronik,iyileştirilmesi güç bir rahatsızlığa dönüşmesidir.


TEDAVİSİ :  Maalesef kronikleşmiş durumlarda kesin bir tedavi yoktur. Hastalık henüz bronşit halinde iken veya hastalığın henüz başlangıcında iken yukarıda sayılan elverişsiz koşulların ortadan kaldırılması iyi ve sürekli bir bakımın sağlanmasıyla önlemek mümkündür.Astım başlangıcı da iken,bronşit tedavisinin yanı sıra mentol , nane ruhu okaliptüs buğuları yapılması soluk açmada ve iyileşme sürecinin kısaltılmasında yararlı olur.Buğulama şu şekilde uygulanır.Sıcak bir tuğlanın üzerine oturtulan madeni kap içindeki kaynar suya adları anılan soluk açıcılardan biri damlatırılar.Astımlı kanaryanın bulunduğu kafes bu kabın yanına yerleştirilir ve her ikisinin üzeri tek bir örtüyle örtülerek,hasta kuşun bundan en büyük yararı görmesi sağlanır. Bu arada soluk açıcı ilaçların kanaryanın rahatsız olacağı ölçüde fazla damlatılmamasına dikkat edilmelidir.Kronikleşmiş astımlarda hazır olarak satılan astım ilaçlarından da yarar sağlamak mümkündür.

 

NEZLE  :

BELİRTİLERİ :  Kanaryanın burnunda ve gözlerinde bir akıntı görüldüğünde, bunun nezlenin ilk ve temel belirtileri olarak kabul edilerek derhal tedaviye başlanılması gerekir.Hastalık ilerledikçe burnun tıkandığı,gözlerin çapaklandığı ve kanaryanın soluk almakta zorluk çektiği görülür.Eğer önlem alınmazsa ağır oksijen yetersizliğinin ve mikrobik olan nezlenin yaptığı yüksek ateş sonucunda kanaryanızın ölmesi söz konusu alabilir.


NEDENLERİ :  Mikrobik olması nedeniyle başka kanaryalardan geçmesi mümkündür.Bununla birlikte yukarıda değindiğimiz soğuk algınlığına bağlı olarak üşütme sonucu oluşması daha yaygın olarak gözlenen bir haldir.Ani ısı değişiklikleri ve bazen de akşamüstleri yaptırılan banyo sonucunda ıslak veya nemli tüylerle bir gece geçiren kanaryanın şiddetle üşüterek nezleye tutulduğu çok görülmüştür.


TEDAVİSİ :  İlk önlem olarak kanarya ısıca daha yüksek bir yere alınmalı ve eğer başka kanaryalarla birlikteyse onlardan ayrılmalıdır.Gözlerdeki çapaklar ve akıntı asit borikli suyla silinmeli soluk almakta zorluk çektirecek oranda bir burun tıkanıklığı varsa,tuzlu suya batırılmış küçük bir tüy parçası burun deliklerine sokularak bu tıkanıklık giderilmelidir.Bundan sonra burun çevresi ve gözlere SIGMAMYCINE merhemi sürülmeli,ancak burun deliklerinin tıkanmamasına ayrıca özen gösterilmelidir.B ve C vitamini yüksek besinlerin verilmesinde suyuna bal karıştırılarak vücut direncinin artırılmasında yarar vardır.Bu arada hastalık geçinceye kadar suyuna her gün bir damla TERRAMYCINE konulmalıdır.Hastalık arazları kaydolduktan sonra kafesin sodalı sıcak sularla veya asit borikli suyla güzelce yıkanıp güneşte kurutulması mikropların öldürülmesi açısından yararlıdır.  

ROMATİZMA  :

BELİRTİLERİ :  Romatizmalı kanarya,tünek üzerinde tutunamaz,düşer. Yürümekte zorluk çektiği, yürüyemediği, düştüğü yerde kaldığı, ayağa kalkamadığı görülür.


NEDENLERİ : Nem oranı yüksek serin ve rutubetli yerlerde sürekli yaşamak zorunda bırakılan kanaryalarda, banyo yapıp geceyi ıslak veya nemli tüylerle geçirmeyi bir alışkanlık haline getiren kanaryalarda görülür.


TEDAVİSİ :  Hastalığın oluşmasına olanak tanımamak,hastalığı tedaviden çok daha kolay olduğu için,yukarıda alınan sakıncalı durumları yaratmamak ve romatizmaya meydan bırakmamak en iyisidir.Bununla birlikte hastalıklı kanaryanın içinde bulunduğu sakıncalı ortamdan kurtarılması,serin havalarda banyo yapmasına izin verilmemesi,geceleri ıslak ve nemli tüylerle bırakılmaması alınacak ilk önlemlerdir.Kafesin güneş gören bir odada güneş ışınlarının direkt vurmadığı bir yere asılması,kafes tabanının sürekli olarak kuru kumlarla örtülü olması ve kafesin nemli bırakılmaması yerinde bir tedbirdir.Tedavi olarak kanaryanın ayakları saf alkolde eritilmiş kafuru ile ovulmalı ve her gün tazelenen içme suyuna çeyrek aspirin eritilerek verilmelidir.Bu arada,içine balık yağı bulunan kuvvet mamasından da yarar beklenebilir.     

SES KISIKLIĞI  :

BELİRTİLERİ :  Kanaryada ötüşün azalması,sesin kısılması veya tümüyle kaybolması ile tanınır.


NEDENLERİ :  Ses kısıklığının nedenleri çeşitli olmakla birlikte bunları bir kaç noktada toplamak mümkündür.


1-)  Soğuk algınlığı,nezle,bronşit gibi rahatsızlıkların ses tellerini etkilenmesi,
2-)  Aşırı ötme,sürekli ötme sonucunda ses tellerinin arızalanması
3-)  Aşırı korku,panik ve şok hallerinin sonucunda ses kaybı
4-)  Ötücü kanaryaların yanlış beslenme sonucu seslerini yitirmeleri


TEDAVİSİ :  Doğal olarak yukarda anılan değişik nedenlere bağlı olarak görülebilen her ses kısıklığı veya ses kaybı olayında ayrı bir tedavi önlemi uygulamak gerekir.Bunlar yine aynı sıra içinde tek tek ele alalım.


1-) Soğuk algılığı,nezle,bronşit gibi rahatsızlıklarda ses tellerinin etkilenmesi sonucunda oluşan ses kayıplarında,anılan hastalıklarda alınan hastalıklarda alınan önlemler aynen uygulanır.Bunun yanı sıra gagasından günde bir iki damla çiğ taze yumurta sarısı damlatmakta yarar sağlayacaktır.
2-) Aşırı ötme sonucu ortaya çıkan ses kayıplarında hasta kanarya diğerlerinden ayrılarak,sessiz kendisini ötmeye teşvik edecek herhangi bir uyarıcının bulunmadığı,geldiği yere eş ısıda,cereyansız,havadar,huzur duyacağı bir odaya alınır.Kesin istirahatı sağlanır.Ses güçlendirici ve vitamin değerli besinlerle kuvvet mamaları verilir.Suyuna B ve C vitamini karıştırılır.
3-) Eğer kanarya bir korku,bir panik veya bir şok sonucu sesini yitirmişse ikinci şokta görülen önlemler alınarak kanaryanın huzuru sağlanır,geçirdiği şoku atlatması beklenir.Bu arada sağlık yemlerinin bulunduğu karma yemlerden verilmesi sağlanır.


Bazen yanlış bir beslenme sonucunda da kanarya ses kısıklığı geçirebilir. Bu gibi durumlarda ses kısıklığına neden olan proteince yüksek besinler ve unlu yiyecekler kesilir.Daha düşük değerde besinler,sağlık tohumları,ötücü kanaryalara verilen özel karma yemler kullanılır.Başlangıçta kısa bir süre perhiz yaptırmak da yarar sağlayacaktır. Bütün bunlardan başka sık sık değindiğimiz kanaryaların hava akımlarına maruz kalması,soğuk suyla banyo yapması,soğuk su içmesi,rutubetli yerde bulunması,
bulunduğu yerin havasının kirli,tozlu,dumanlı,sigara kokulu olması diğer olumsuz etkilerin yanı sıra ses kısıklığına neden olabilir.


AŞIRI YAĞLANMA  :

BELİRTİLERİ :  Kanaryanın gözle görülür biçimde toplandığı hareketlerinin hantallaştığı ötme istek ve gücünün azaldığı,solunum güçlüğü çektiği görülür. Avuca alınıp karın tüyleri üflendiğinde derinin yağlı buruşuk bir görünüm taşıdığı görülür.Aşırı şişmanlığın üremede de bazı eksikliklere ve döllenme güçlüklerine,iktidarsızlıklara neden olduğu unutulmamalıdır.


NEDENLERİ :  Kuşkusuz başlıca nedeni dengesiz ve aşırı besleme,proteince zengin ve unlu besinlerin gereğinden fazla verilmesidir.Bunun yanı sıra kanaryaya hareket etme olanağı tanımayan küçük kafesler de aşırı yağlanma yapabilir.


TEDAVİSİ : İlk önlem olarak,kanarya daha geniş ve hareket etme olanağı bulabileceği büyük bir kafese alınır.Besin değeri yüksek ve yağlandırıcı , şişmanlatıcı besinler kesilerek bol oranda meyve ve yeşillik verilir.Bundan sonraki devrelerde yem konusunda son derece dikkatli kavranmak,kuşun yakabileceği oranda ve dengeli bir beslenme sağlamak gerekecektir.

SOĞUK ALGINLIĞI  :

BELİRTİLERİ :  Hafif soğuk algınlıklarında kanaryaların tüylerini kabarttığını bir köşeye çekilip tertop olmuş bir durumda,gözleri kapalı uyukladığını ötmediğini,yemediğini ve çevresiyle ilgilenmediğini görürüz.Ani ısı değişikliliği kanaryalarda soğuk algınlığı bir şok etkisi göstererek kanaryanın bayılıp tüneğinden düşmesine varan belirtiler ile ortaya çıkabilir.Karın derisi doğal rengini yitirip kızarır ve morarır.Bu belirtiler soğuk algınlığını belirlemekle birlikte,eğer iyi tedavi edilmez ve tüm arazlar giderilmezse bronşit,astım, zatürree ve hatta verem gibi hastalıkların başlangıcı olma özelliğini de taşır.


NEDENLERİ :  Kanaryalar duyarlı yapıya sahip varlıklardır.Gerçi 16-17 santigratlık sabit bir ısı sağlandığında sağlıkla yaşabilirler.Ancak 22-23 santigrat ısıdan bu derecelere ani düşüşlerde hastalanmalar olasılığı doğar. Gece ve gündüz arasındaki büyük ısı farkları veya kafesin sıcak odadan soğuk bir odaya odaya taşınması gibi nedenlerin yanı sıra soğuk suyla banyolar yaptırılan banyolar soğuk algınlığına neden olabilmektedir.


TEDAVİSİ :  İlk önlem olarak kanarya normal ısıdaki bir odaya getirilir. Kanaryanın ağzı,ucu inceltilmiş bir tüy sapı ile açılarak bir damla kadar bal konulur.Bu bir damlalık bal kanaryayı susatacak ve su içme isteği yaratacaktır. Bu isteğini gidermek için içeceği suya bir damla kadar TERRAMYCİNE damlatıldığında ilk tedavi sağlanmış olur.Bu arada karma ve kuvvetli yem verilmemeli,kısa bir süre için haşlanmış patates kürü uygulanmalıdır.Doğal olarak bu süre içinde TERRAMYCİNE verilmeye devam edilmeli ve kanarya mümkün olduğunca sabit bir sıcaklıkta tutulmalıdır.Bu amaçla ilk günler için kafesin içine hava girmesine engel olmayacak yün bir örtü kullanılması ve kafesin bu örtü ile sıkı sıkıya örtülmesi yerinde bir tedbir olacaktır.Kanaryanız biraz kendini toplayıp soğuk algınlığının kuvvetli etkilerini atmaya başladığında vitamin değeri yüksek besinlerle vücudun direnci artırılmalı ve bünyesi,besin değeri yüksek yemlerle takviye edilmelidir.    

 TÜY DEĞİŞİMİ (Karın Ağrısı):

Öncelikle belirtmeliyiz ki "tüy değişimi" bir hastalık değildir; her yıl bütün kuşların geçirdiği normal bir fizyolojik yenilenmedir. Ancak, iyi bir bakım ve beslenme olanağına sahip olmayan kanaryalar bu devrede zarar görmeye mahkûmdurlar. Temmuz ayı ile eylül ayı arasında geçirilen bu olay, kanarya iyi bir bakım altında ise hiçbir iz bırakmadan kolaylıkla atlatılır.
O yılın yavruları olan genç kanaryalar bu devreyi pek hafif geçirirler. Fazla tüy değiştirmezler. Bu nedenle de bünyeleri sarsılmaz. Daha iler ki yaşlarda bulunan kanaryalar, önce kuyruk ve kanat, sonra vücut ve en son olarak kafa tüylerini değiştirerek yeni ve parlak tüylere sahip olurlar. Bütün bu oluşumun süresi normal olarak iki ay kadardır. Bu devre içinde kanarya son derece halsizleşir. Hareketliliği azalır, ötmez olur.Tüy dökümü süresince kanaryalar çok iyi bakılmalı, soğuktan, hava akımlarından, ani ısı düşmelerinden titizlikle korunmalı, beslenmelerine büyük özen gösterilmelidir. Özellikle serin sonbahar gecelerinden korumak amacıyla geceleri kafes üstünün hava geçiren yün örtülerle sıkıca örtülmesinde yarar vardır. Tüy dökümü süresince, yeşillik ve meyveler azaltılır. Kenevir, turp ve hardal tohumu yemlerden çıkartılır. Kuvvet mamaları, kuşyemi, dan, marul tohumu ve keten tohumu verilir. Sularına, hastalıklardan korumak üzere Terramycine ve vitamin damlatılmasında yarar vardır. "CeDe Multivitamin", kuşların tüy atımını kolaylaştıran, bu süreyi kısaltan hazır bir vitamin olarak yarar sağlar.
Kanaryayı tüy değişiminden çabuk çıkartmak için, bazı yetiştiricilerin karşı çıktığı, bazılarının çok tuttuğu bir yöntem vardır. Bizde Barbar Metodu adıyla anılan bu yöntem, tüy dökümü süresince kanaryayı, üzeri kalın bir örtüyle kapanmış bir kafesin içinde tutmaktan ibarettir. Kafesin altı temizlenmez ve beslenme çok az bir ışığın bulunduğu kafesin içinde, örtü altında sürdürülür. Bu örtü, kafesin içindeki ısıyı sabit ve kafesin içini karanlık tutar. Bu iki etkenin tesiri altında kanarya, tüy değişimini beş hafta içinde tamamlar.

ARA TÜY DÖKÜMÜ:

Belirtileri: Kuşun vücudundaki tüyler (özellikle kafası ve boynundaki tüyler) dökülür. Eğer parazitten dolayı dökülme varsa sürekli bir kaşıntı da gözlenir. Kuşun halsiz, isteksiz olması ötüşünü kesmesi ve kafes içerisinde durgun olduğu gözlenir. Ancak dişi kuşun yumurta üzerinde yattığı dönemlerde göğüs altında görülen dökülmeler normaldir.

Sebepleri: Kanaryalarda tüy dökümü pek çok nedenden olabilir.Normalde tüy dökme mevsimleri Ağustos, Eylül aylarıdır. Bu aylar dışındaki dökümlere "ara tüy dökümü " adı verilir. Kanaryanın ara tüye girmesi bir kaç sebepten olabilir.
1- Eğer kanaryanın bulunduğu yer hava almıyorsa yani kuşun sürekli kapalı bir ortamda kalmasından dolayı olabilir.
2- Kuşa verilen yem ve yiyeceklerin çok kuvvetli olması sonucu hayvanın bünyesinin aşırı yüklenmesi olabilir.
3- Sürekli değil ama aşırı dökülme varsa hastalık kapmış olması yada kaşıntısı varsa parazit gibi bir nedenden dol ayıda tüy dökebilir.
4- Mevsimsiz tüy dökümleri yem ve mama değişikliğinden olabileceği gibi yer değişikliğinden de olabilir.
5- Kanarya kızgınlık dönemine geldiğinde de tüy dökebilir, özellikle 2 yıl gibi uzunca bir süre eşe atılmamışsa kuş sıkıntısından tüy dökebilir.
Tedavi :Yukarıdaki sebeplerden kuşunuza uygun olandan sonuca ulaşabilirsiniz.
Kuşun tüyden çıkmasına yardımcı olmak için,
1- Yemliklerden  birisine kenevir tohumu, diğerine de  normal kanarya yemi koyularak bol bol marul türü yeşillik verilmeli.
2- Banyosunu eksik etmemeli, banyo suyunu her sabah değiştirmeliyiz.
3- Vitamin takviyesine ihtiyaç duyulabileceğinden CeDe Multivitamin adlı vitamin ilacından 15 günde  suluğuna 4 damla verilmeli ve suluk iki günde bir değiştirilmelidir.
4- Eğer yem veya mama değiştirildi ise eski kullanılan yeme veya mamaya dönülmelidir. Kuşun zayıf düştüğü bu dönemlerde bol bol yeşillik ve meyve ile birlikte karışık yem verilmesi iyi olur.
5- Parazit durumunda ise parazit dökücü toz ilaçlardan kullanılmalıdır Haftada en az bir kere de banyo yapması sağlanmalıdır.
6- Kuş havadar bir yere konulmalı ancak rüzgar alan esintili bir yere konulmaması da kuşun sağlığı açısından önemlidir.
7- Eğer uzun süredir yalnız ise eşleştirmenizde kuşunuzun doğal sağlığı yönünden faydalı olur. 

KAŞINTI VE BİTLER:

Belirtileri: Kuşun sürekli kaşınması, gagası ile tüylerini sıkıştırmaya çalışarak didiklemesi, tüylerini kabarık tutarak sürekli silkinmesi ve gövdesini bir yerlere sürtmeye çalışması.

Sebepleri: Kuşun gövdesinde, tüylerinin arasında gözle görülebilen koyu renkli çok küçük canlılar var ise bunlar kaşıntıya neden olan asalak hayvanlar yani bitlerdir. Kanaryaların en büyük zararlılarındandır. Kuşu elimize aldığımızda kanat altı ve ense tüylerini hafifçe üflersek bitleri rahatça görebiliriz. Bu bitler kuşun geldiği yerden, başka bir hayvandan yada yeni alınmış bir kafes aksesuarından gelebilir. Eğer yavru ve yuva varsa bu kısımlarda kontrol edilmelidir.Aşırı oranda üredikleri zamanlarda öldürücüdürler. Bitleri gündüz faaliyette görme olanağı yoktur. Bunlar geceleri ortaya çıkarlar. Eğer kanarya besleyen kişi biraz ihmalkâr yaradılışlı ve dikkatsizse, hızlı bir üreme sonucunda kanaryası bir felâketle karşı karşıya kalacaktır. Çünkü bitler çok küçük olmaları nedeniyle pek kolay görülmezler, buna karşın büyük birer kan emicidirler. Özellikle ilkbahar ve yaz aylarında üreme sonucu çok çabuk çoğaldıklarından dikkatli olunmalıdır.
Kafeste bit olup olmadığını anlamak için kafes geceleri dinlenir. Kanaryalar huzursuz ve kıpırtılı iseler bir bit hücumu karşısındalar demektir. Tehlikelidirler, özellikle yazın ortaya çıkan bu hayvanlar, akşamları kuşa rahat vermezler. Kuşun kanını emerek onun zayıf düşmesine ve hastalanmasına neden olurlar. Tünek başlıklarındaki delikler bitlerin saklanacakları yerlerin başında geldiklerinden, buraların incelenmesiyle de varlıkları anlaşılabilir.  Bitkilerdeki bitler farklı olup, kuşlar için zararlı değildir. Bitin varlığını anlamak için kafesin köşelerine, saklı bulunan alt kısımlara, dar bölgelere ve tünek kamışlarının uç kısımlarına bakılmalıdır. Bitin kendisini görebileceğimiz gibi bıraktığı beyaz dışkılarını da noktalar halinde görebiliriz. Ayrıca yuva var ise elimizi yuvaya soktuğumuzda kıpırtılarını ve kaynaşmalarını hissedebiliriz. Daha da bilemiyorsak kafesin bir köşesine küçük bir pamuk parçası yada beyaz mendil koyarsak bir kaç gün sonra burada yuvalandıklarını görebiliriz.

Tedavi : Bu bitlerden kurtulmak için eczane veya petshop lardan temin edilecek bit spreyi kullanılmalıdır. Bu tedaviye 2 - 3 gün ara ile bir kaç kez tekrarlanmalıdır. Bit spreyi kuşun tüm vücuduna, özellikle kanat altına ve boyun bölgesine sıkılmalıdır. Kuşun yüz, gaga ve göz kısmına sıkılmamasına dikkat edilmelidir. Pire tozu da bu derdinizi çözümleyecektir. Ayrıca "Jakotin" adlı ilaç ve opigal 5 tozu,rin tozu, Ektogal, lizol, karbonil, kreolin, madeni esanslar, kafur türü maddelerde kullanılabilir. Bu tozlar tünek başlıklarındaki deliklere, kafesin kenar kıyı köşelerine serpilerek, kanaryaların kanat altlarına dökülerek çok olumlu sonuçlar alınabilir. Bitlerin kökü kazınabilir. Özellikle kuluçka devrelerinde yuvalıkların büyük bit yuvaları olacağını; bunların yavruların kanlarını emerek ölümlerine sebep olacağını hatırlatırız. Yuvaların ilaçlanmasında yavruların tozdan zarar görmemesi için dikkatli davranılmasını tavsiye ederiz. Daha iyisi, bit bulundurabileceği düşünülen eski yuvalığın alınarak yerine yenisinin konulmasıdır. Kafesin içinin temizlenmesi ve dezenfekte edilmesi de önemlidir.Özellikle kafesin köşelerine, saklı bulunan alt kısımlara, dar bölgelere ve tünek kamışlarının uç kısımlarına yuvalanırlar. Bu nedenle, ya kafes ve aksesuarları sıcak su ile iyice yıkanmalı yada bahsedilen spreyden kafesin özellikle bu kısımlarına sıkılmalıdır.                                                                            

KUVVETLİ BAKIM HASTALIĞI:

Belirtileri: Bu hastalığın belirtisi ayaklarda , tırnaklara yakın kısımların şişmesi ve ayak derilerinde mantar türü görünümler yada döküntülerdir. Bu şişlikler yada belirtiler kuşun vücudunun diğer kısımlarında da gözlenebilir.

Sebepleri: Kuşları seven  her insan kuşunun bakımını elbette elinden geldiğince iyi yapmak ister. Ancak her türlü yiyecekleri temin etmek ve onu vitaminlerle kuvvetlendirmek her zaman kuşunuzun sağlıklı olması anlamına gelmez. Eğer birde normal yiyeceklerin yanında uzun süreli bal gibi kuvvetli besinler verir üstüne üstelik birde yine uzun süreli vitamin takviyesi yaparsak kuşumuz sağlıklı olmaz, aksine bu tür kuvvetli gıdalar sonucu ölüme kadar uzanan bir hastalığa yakalanır. Bu hastalığın adı halk dilinde  zengin hastalığı dır.

Tedavi : Tedavisi için ise öncelikle verilen kuvvetli besinler bir süre kesilmeli ve normal yemlerinin yanı sıra bol bol yeşillik verilmelidir. Ayakların tedavisi için bir hafta boyunca iyileşme gözlenene kadar ayaklar alkole temizlenerek herhangi bir iyileştirici pomat (Terramcyn, Bactom, Lamisil, Exoderil vs. ) sürülür. 

GÜNEŞ ÇARPMASI:

Belirtileri: Güneş altında duran kafeslerde bir de bakarsınız ki kanaryanız kafesin dibinde boylu boyunca yatıyor, hiçbir kıpırdama yok. Bu bir güneş şokudur. Hiçbir yerinin tutmadığı, felç halinin görüldüğü olaylar da vardır. Eğer önlem alınmaz ve uzun süre bu durumda bırakılırsa kanarya ölebilir de.
Nedenleri: Kanaryaların direkt güneş ışığı alan yerlerde ve 24 santigrattan yukarı ısılarda bırakılmamaları gerektiğine değinilmişti. Fazla sıcaklık ve dik gelen güneş ışınları kanaryayı fazlasıyla rahatsız eder; aşırı hallerde hastalanmasına neden olur.
Tedavisi: İlk iş olarak kanarya direkt güneş ışığı almayan ve ışın sıcak olmayan bir yere alınmalı. Başı, ayakları ispirtoyla ıslatılmalı ve masaj yapılmalıdır. Böylece serinlemesi ve kan dolaşımının normale dönmesi sağlanmış olur. Ağzının açılarak iki damla gliserin damlatılmasında da yarar vardır.

URLARIN TEDAVİSİ:

Belirtileri: Kuşun çeşitli yerlerinde ( çoğunlukla kanat altı ve sırtta) küçük bir nohut tanesi kadar urların hayvanı rahatsız edecek şekilde büyümesi.
Sebepleri:
Tam olarak bilinmemekle beraber çoğunlukla kanaryalarda irsi ve cinse bağlı olan bu hastalıkta yiyeceklerin de etkili olduğu sanılmaktadır.
Tedavi :
Norwich ve Crest cinsi kanaryalarda sık görülen bu urların üzerine kulak çubuğu veya ucuna pamuk dolanmış kibrit çöpü ile sirke ruhu sürülmelidir. 1 hafta sonra urun üzeri kızardıktan sonra alınabilir veya kendiliğinden düşecektir.

SİYAH LEKE HASTALIĞI  (İTALYA)

 Yetiştiriciler özellikle yavruların ilk döneminde birçok sorunla karşılaşırlar.Muhakkak ki bazı yetiştiriciler için kuluçka döneminin verimsiz geçmesi ve yavru ölümleri problem teşkil eder.Ve moral bozukluğuna neden olur.
Bazen yavruların taşlıkları dolu olduğu halde ertesi gün ölü olarak karşımıza çıktığı görülür.Bunun nedeni siyah nokta dediğimiz hastalıktır.Çoğu zaman karaciğerdeki ve sindirim sistemindeki problemlere bağlı olur.Vogel Freund dergisinde bu hastalık Paul pütz tarafından ''Siyah noktalar'' olarak adlandırılır.
Bu siyah noktalardan ne anlamamız gerekir ? Siyah nokta yavru kuşların karnının sağ alt kısmında,karaciğerin üzerinde sağda safra kesesi bölgesine yerleşir.Farklı bir et renginde karın bölgesinde belirir.Bu noktanın büyüklüğü farklı farklı olabilir.Yavru hayvanlarda dış düzeyde ortaya çıkan bu siyah nokta sonradan sarı renge döner.Sarıya dönmesi bir organ bozulması meydana geldiğinin işaretidir.Maalesef bu hastalığa yakalanan yavru kuşların büyük bir bölümünün ölüme aday olduğu belirlenmiştir.Nadiren bazı kuşlarda siyah noktanın kaybolduğu ve 7 gün içinde eski normal haline döndüğü görülmüştür.Fakat hastalığa yakalanan kuşların daha az geliştiği tesbitedilmiştir.Bazen yumurta içinde de siyah nokta hastalığı sebebi ile ölümler olmaktadır.Bu hastalık solunum zorluğuna neden olur ve soluk alma zorlaştıktan sonra birkaç saat içinde yavru ölür.Siyah nokta kanaryaların yanı sıra Carduelis ve güvercinlerde de görülür.
Siyah noktanın safra kesesi olduğuna dair görüşler vardır.Tanımlanırken sadece karaciğerde olarak değil,karaciğerin sağ tarafında ve pul pul olarak anlatılır.
Yaklaşık beş yıl önce İtalya'ya yaptığım bir ziyarette tanıdığım yetiştirici Prof.G.Bertolini'den bu hastalığa karşı mücadele için yetiştirmeye başlamadan önce eski hayvanları bir İNHALASYON (Buğu,gaz veya ufak damlacıklar halindeki sıvıların solunması) metodu ile tedavi ettiğini öğrendim.
Uitrecht'teki küçük ev hayvanları ile ilgilenen bir fakülte yaptığı araştırmalarda,buna kolibakterilerin neden olduğunu açıklamıştır.İtalyan araştırmacılar bunun mycoplazma olduğunu ve muhtemelen safranın karaciğere tesir ettiğini iddia etmişlerdir.Yumurta içinde meydana gelen bu plazma sonra yavrunun iç organlarına girer ve bozar.Yavrunun yumurta içinde veya yumurtadan çıktıktan birkaç gün sonra ölümüne neden olur.Bazı kuşlar yumurtadan çıktığı zaman nefes zorluğu çeker ve ölür.Bunların akciğerleri hastalığa yakalanmıştır.
Oluşum yumurta içinde meydana geldiği için teşhis koymak çok zor olmaktadır.İtalyan'lar TYLOSİN adlı antibiyotik maddesi ile tedavi uygulamasında olumlu sonuçlar almıştır.Birkaç yıl öncesine kadar Chemi-Vit firması Tylosin kombinasyonlu tetractlin adlı bir ilaç üretmiştir.Şu anda çeşitli ilaçlar bulunmaktadır.ÖRNEĞİN : Tilosina20.Tylan gibi
İnhalasyon tedavi uygulanmasında da yine Tylosin kullanılmaktadır.Her ne kadar bu ilaçlar tedavi amaçıyla kullanılsa da tam olarak teşhis konulamadığı için etkili sonuç imkanı sınırlıdır.Kuluçka için yumurta toplamaya başlamadan önce tedavi uygulamasına başlanır.Bu kür beş gün devam ettirilir.Bir l litre içme suyuna 1 gr Tilosima20 ilave edilir.Prepatarın düzgün kullanımı önemlidir.Bir yandan virüslerin yumurtaların olduğu yerlere girmeleri önlenmeli,diğer yandan virüsler toplu halde bir yerde tutulmalıdır.Virüslerin tam olarak elemine edilmesi çok zor ihtimaldir.
Mycoplazma nedir.Mycoplazma ile mykoz aynı şey değildir.Maykozda mantara bağlı hastalık söz konusudur.Mykotoksinler zehirleyici etki yaparlar.Mykoplazmozun ne tür bir etki yaptığı kuş yetiştirme kitaplarında yer almamıştır.Uitrecht'teki fakültenin çalışmaları yeterli gelmemektedir.Çünkü mykoplazmozlar bakteriyel enfeksiyonlarla birlikte ortaya çıkmaktadır ve kolibakteriler buna bağlı olarak artmaktadır.Mykoplazmalar hücre çeperi olmayan bakterilerdir ve çok çeşitli yapıda türü vardır.Kuş türüne ve organa göre farklı artış gösterirler ve koloniler halinde yaşarlar.Üst solunum yoluna yerleşirler.Mykoplazmanın yayılması kolaydır.Çok basit temaslar ile içeriye girerler.Hastalık oluşmasına neden olan unsurlar yetersiz bağışıklık,stresli ortam,hijyenik yetersizlik,sert iklim değişikliği,negatif etki yapan çevresel faktörler ( Çok düşük veya çok yüksek nemli ortam) aşırı toz,çok kalabalık kümes ve başka virüslerin çok yoğun olması.Yumurta içindeki ölümlerin ve yavru halindeyken ölümün nedeni elbette ki bağışıklık sisteminin zayıf olmasıdır.Yapılan mücadele sonuçu başarılı olunamamasının nedeni Tylosin ile yapılan tedavinin yavruları kurtarmak için yetersiz olmasıdır.Probiotika-ProNutrial bağışıklığı geliştirme için önemli çok faydalı bir çalışma sayılır.Mykoplazmalar dış etkenlere karşı,örneğin sıcaklık,nem veya dezenfeksiyon maddelerine karşı çok duyarlı reaksiyon gösterirler.
Son olarak şunu söylemek isterim ki bu dur
KUŞ DÜNYASI DERGİSİ Nisan 2002 Sayı umla karşı karşıya iseniz,mutlaka bir veteriner ile irtibat kurun ve onun tavsiyelerine uyunuz.Kullanılan ilaçların uzman birinin elinden olması daha etkili olacaktır.
TEXT VON GUNTER LEUGERS. SAERBECK2

    Bu Makale Sn. Ertuğrul GÖRÜŞÜK tarafından sitemize gönderilmiştir.

SİYAH LEKE HASTALIĞI (ALMANYA)

Ülkemizde bu tür hastalıklarla ilgili araştırmalar mevcud olmadığından kim bilir hangi kümeslerde nedenini bilemediğimiz bu çeşit hastalıklardan ne kadar kuş ölmüştür.
Alman kuş bilimci Gunter Leugers şöyle anlatıyor.Bu hastalığı ilk defa bundan 5-6 yıl önce bir Hollanda dergisinde okuyarak tanıdım.İşler yolunda gitmediği zaman aktif kanarya yetiştiricilerinin ne yaptığı sorusu ile karşılaştım.Elbette ki kümeslerini kontrol ederler.Bende öyle yaptım.Kümesime bir kaç tane siyah lekeli yavru kuş koydum.İyi bir gözetimden sonra bu yavrulardan bir çoğundan bu lekelerin gitmesini tesbit etmeliydim.Fakat bu konuda çok başarılı bir sezon geçiremedim.Sonra ki sezon daha başarılıydım ve kuşların hiç birinde siyah leke kalmadı.Benden sonra çok kötü sonuç alan yetiştiriciler duyuldu.Sonraki sezon kümese 50 tane dişi kuş ve 200 tane verimli yumurta koydum.Yumurtadan çıkan bütün yavrularda bildiğimiz siyah leke vardı.Bunlardan birkaç tanesi iyi yemleniyordu.Bu kuşların tamamen sıkı vücudları vardı.Bilye yutmuş gibi görünüyorlardı.Bu yavru kuşlara ait dışkı artığına raslamadım.Bu kuşlardan bazıları öldüler.Bunların nasıl olduğunu ve nasıl tedavi edileceği bilinmezse ne yapılabilir ki ?Kestiğim ölü yavrularda ,yediklerini hazmedemediklerini gördüm.Başından sonuna kadar hazmedemedikleri yem ile dolu olduklarını tespit ettim.Anlaşılan siyah lekenin embriyonun içinde olduğunu tespit etmem gerekiyordu.Kuluçkadan 10 gün sonra yumurtayı açıp baktığımda bunu tespit ettim.Bu nedenlede yavruların siyah lekeyi ebeveynlerinden almış oldukları sonucuna vardım.FPMCE mesleki grup başkanı olarak bu konuyu tartışmak üzere gündeme getirdim.Benden başka hiç kimsenin kanaryasında siyah leke olmadığı ortaya çıktı.Bundan dolayı konuyu sessizce değerlendirdim.Daha sonra bir kaç yetiştirici aynı problemin kendi kümeslerinde de olduğunu bildirdi.Sonraki yıl tavsiye edilen her şeyi uyguladım.Nürnberg'de bir yem firması ile görüştüm.Uzmanlar semptomu tanıdıklarını fakat nedenini ve tedavi yolunu bilmediklerini söylediler.En iyisi bütün kuşları salıvermek ve yetiştirmeye yeniden başlamaktı.Bütün bu olumsuzluğa rağmen sonraki yıl çalışmalarıma devam ettim.Birçok sözde uzman tavsiyede bulundu.Bunların hiçbiri fayda vermedi.Bunlar yem değişimi,içme suyu değişimi,ilk günlerde yeşil yiyecekler,baytiril tedavisi,ESB3. trichomonaden tedavisi,volamin,yüksek dozda C vitamini ile yemleme,suya yiyecek karıştırma,kamelya çayı,şebeke suyu yerine kaynak suyu,maybakter tedavisi,taneli yiyeceklerin değiştirilmesi ve bunlar gibi daha birçok denemenin hiçbiri fayda vermedi.Siyah leke nerde ne zaman isterse ortaya çıkıyordu.Bir çiftin ilk kuluçkasında bütün yumurtalarda vardı,ikinci kuluçkada 2 sinde,üçüncü kuluçkada yine hepsinde vardı.Haziran ayında bir dostumdan satın aldığım,hiçbirinde siyah leke olmadığından emin olduğum ve benim kümesimle hiçbir irtibatı olmayan kuşlarda,benim kümesimde tekrar leke oluştu.İlginç olan kuşlarda herhangi bir hastalığın olmaması,yalnızca hazımsızlık meydana gelmesidir.Bu teori beni saka kuşu ile kanarya çifleştirilmesi durumunda büyük bir siyah leke oluşmasına kadar getirdi.Fakat bunun neden olmedığını anladım.Geçen yıl kuşların hepsini salmaya ve yeniden başlamaya karar verdim.Fakat meslek grup başkanı olarak bu araştırmayı devam ettirmek zorunda olduğuma karar verdim.Deneme amacıyla 7 tane dişi 2 tene erkek kuş satın aldım.Önce bu kuşlara vitamin katkılı hiç bir yiyecek vermedim.Sadece kanarya tohumu verdim ve bu zamana kadar başka taneli tohum vermedim.2001 Yılı sezonuna başladık.Bütün dişi kuşlar kuluçkaya yattı ve hepsi verimli oldu.Fakat siyah lekeler yine vardı.Başka yetiştiricilerden yine şikayet geliyordu.İnnernetten gelen bir e-mailde bu hastalığın İtalya'da tanındığını ve tedavisinin billindiğini öğrendim.
Bu lekeye neden olan mykoplazma olduğu ve tedavisinin tylosin adlı bir maddeyle yapıldığını anlatmıştı.Bu madde kuşun olgunluk döneminden önce verilmelidir.Böylece hastalık yavrulara gecmemiş olur.Bu tedavi bilgisi benim gözüme ışık oldu.Hemen uygulamaya koyuldum. 1 gr maddeyi 1 litre suya karıştırarak 5 gün boyunca kuşlara verdim.Birkaç gün sonra bütün kuşlar yumurtladı.İki kuş öldü,kalan kuşların yumurtaları verimli oldu.Çıkan yavruların hiçbirinde siyah leke ve karınlarında sertlik yoktu.Kafeste birden ölü bir yavru fark ettim.İncelediğimde bunun siyah lekesi olmayan kuş olduğunu anladım.Leke yoktu fakat ölüm nedeni aynı idi.Sulara iki gün boyunca düşük dozda tylosin ilave ettim,2 gün sonra kuşların karnı normale döndü ve hazmı düzeldi.Bu deneme kanaryalarımdan bu sene 7 tane yavrum var.Siyah lekeye karşı böyle bir maddenin olmasına çok sevindim ve bu madde ile başka araştırmalar yapmayıda düşünüyorum.
Bu siyah lekeler başka şeylerede neden olur düşüncem gerçek oldu.Çünkü bu leke bir hastalığın belirtisi olmalıydı.Karaciğer ve safra kesesinde görüldü.Koyu bir renkten siyaha doğru dönüyordu.Bu belirti bize apaçık hastalık olduğunu gösteriyordu.Mykoplazmalar bütün kuşlara yayılabilir ve hatta insanlara bile bulaşabilir.Kuşlarda mide ve barsaklara geçiyor ve muhtemelen vücudu sertleştiriyordu.Açıklayıcı bilgi:
İnternette dkb-online-FachgruppeFB adresinde bulubilirsiniz.Ayrıca Bad Salzuflen'den Veteriner Hekim Dr.Jablonski bilgi ve uygulama alanında çok yardımcı oldu
TEXT VON GUNTER LEUGERS.SAERBECK---KUŞ DÜNYASI -NİSAN-2002-SAYI-2
_________________
ERTUĞRUL GÖRÜŞÜK   

KUŞ GRİBİ :

1.      Kuş gribi nedir?

Kuş gribi (avian influenza) influenza virüsünün A tipinin neden olduğu ve kuşlarda görülen bir enfeksiyon hastalığıdır. Kuşların çoğu enfeksiyona duyarlıdır ama birkaç tür daha dirençlidir. Enfeksiyon kuşlar arasında oldukça hızlı yayılır ve öldürücü seyreder.

2.      Etken virusun özellikleri nelerdir?

Etken olan influenza virüsünün 15 alt tipi bulunmaktadır. Influenza virüsleri hemaglutinin (H) ve nörominidaz (N) antijenlerine göre sınıflandırılır. Bunlar içinde H5N1’in özel bir önemi vardır. Balıkesir’de görülen salgında H5N1’in etken olduğu

Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü tarafından 13 Ekim 2005’ de açıklandı.

3.      H5N1 neden önemlidir?

H5N1 tipi enfeksiyon insanlarda hastalık ilk kez 1997 yılında bildirilmiştir. H5N1 diğer influenza türlerine göre daha ciddi ve öldürücü seyretmektedir. Ayrıca, H5N1 hızlıca mutasyon yapabildiği için  daha hızlı yayılabilecek yeni virüslerin oluşmasına kaynak oluşturabilecektir.

4.      Virüs ne kadar dayanıklıdır ve nasıl etkisizleştirilir?

Virüs, enfekte olmuş alanlarda düşük sıcaklıkta en az 3 ay canlı olarak kalabilir. Enfekte olan kuşlar virüsleri en az 10 gün boyunca ağız ve dışkı yoluyla atarlar. Virus, 60 derecede 30 dakika ısınma yoluyla ve ayrıca yaygın kullanılan dezenfektanlarla etkisizleşebilmektedir.

5.      Salgın nasıl oluşur ve insanlara nasıl geçer?

Doğrudan ya da dolaylı yollarla vahşi göçmen kuşların evcil kuşlara enfeksiyonu bulaştırması en önemli salgın nedenidir. Ayrıca, canlı kuş pazarları salgının yayılmasında önemlidir. Özellikle ölü veya canlı hastalıklı kuşlar ve kuşların atıklarına maruz kalan kişilere solunum ve temas yoluyla bulaşır.

6. Ülke içinde ve ülkeler arasında nasıl yayılır?

Hastalık bir ülke içinde çiftlikler arasında hızlıca yayılım gösterebilir. Enfekte olmuş araçlar, elbiseler, ayakkabılar aracılığı ile bir yerden diğerine taşınırlar. Bir ülkeden diğerine ise uluslararası canlı kümes hayvanları ticareti ve göçmen kuşlar aracılığı ile taşınabilir.

7.      Bugüne kadar olan salgınların özellikleri nelerdir?

2003 ve 2004 yıllarında Asya ülkelerinde (Vietnam, Kamboçya, Endonezya, Malezya, Thailand) toplam yaklaşık 120 kişi hastalanmış ve bu kişilerin 60’ı (%50) ölmüştür.

8. Kuluçka süresi kaç gündür?

Ortalama 2-5 gün olup, 17 gün sonra hastalık geliştiği bildirilmiştir.

9.      Hastalığın klinik özellikleri nelerdir?

Gripte görülen klasik bulgular bu grupta da geçerlidir. Ateş, baş ağrısı, yaygın vücut ağrıları, boğaz ağrısı, öksürük en sık görülen belirtilerdir. Ayrıca, bu hastalarda diğer grip türlerine göre daha fazla ishal bildirilmiştir.

10. İnsandan insana geçiş var mıdır?

Literatürde az sayıda sağlık çalışanları, kümes hayvancılığında çalışan işçiler ve aile üyeleri arasında şüpheli geçiş olguları bildirilmiş olsa da Dünya Sağlık Örgütü, insandan insana geçiş olmadığının altını çizmektedir.

11. Kimler risk altındadır?

Ölü ya da canlı hasta hayvanlarla veya hayvan atıklarıyla doğrudan teması olan kişiler en büyük risk altındadırlar. Ayrıca hasta insanlarla teması olan sağlık çalışanları da koruyucu önlemleri (eldiven, maske, önlük) almalıdırlar.

12. Yiyecek yoluyla geçer mi?

Hastalıklı hayvanların ürünlerini yemek yoluyla enfeksiyon alan bildirilmiş hasta yoktur. Ancak kümes hayvanlarının etlerinin iyi pişirilmeden yenmemesi önerilmektedir.

13. Korunma önlemleri nelerdir?

Hastalık şüphesi olan hayvanlarla teması olanlar mutlaka eldiven ve maske kullanmalıdırlar. Kümes hayvanları ürünleri pişirilerek yenmelidir. Eller sıkça yıkanmalıdır.

14. Tedavisi var mıdır?

Ülkemizde tedavi için lisans almış 2 ilaç bulunmaktadır; oseltamivir ve zanimivir. Bu ilaçların belirtiler başladıktan sonra ilk 48 saat içinde başlanması gerekmektedir.

15. Aşısı var mıdır?

Halen varolan grip aşıları H5N1 virüsüne  karşı koruyucu değildir. Ancak insanların diğer grip hastalıkları için aşılanmaları önerilmektedir.

16. Salgının önlenmesi için yönetsel düzeyde neler yapılmalıdır?

a. Hızlıca hasta kuşların izolasyonu  ve hasta kuşların itlafı sağlanmalıdır. Hastalık hayvanlar arasında çok hızlı yayılabilmektedir.

c. Göçmen kuşların gidebileceği yerler potansiyel salgın noktası olarak yakından  izlenmelidir.

d. Tüm bu çalışmaları yürütecek ilgili tüm sektörleri barındıran bir örgütlenmeye gidilmelidir.

17. İnsanlar etkilenmemek için neler yapmalıdırlar?

a. Ölü ya da canlı kanatlı hayvanlarla teması olanlar gerekli temas önlemlerini (eldiven ve maske) almalıdırlar.

b. Canlı tavuk veya hindi alınmamalı, denetimden geçmiş ürünler tüketilmelidir.

c. Kanatlı hayvanlar uygun koşullarda iyice (60-70 derece) pişirilmelidir, az pişmiş olarak tüketilmemelidir. Çıplak elle dokunulduğunda eller mutlaka sabunla yıkanmalıdır.

d. Yumurtaların kabukları en fekte olabileceği için bol su ile yıkanmalıdır.

e. Hastalık şüphesi olanlar hızlıca sağlık merkezine başvurmalıdır.

f. Hasta olan veya hasta olduğundan şüphelenilen kişilerle temas eden   aile yakınları ve sağlık çalışanları koruyucu maske ve önlük  kullanmalıdırlar.

 

 
 

 

Su kuşları ve Kuş Gribi  Doğa Derneği Görüşü

Kuş gribinin sukuşları aracılığı ile yayıldığı bilinmektedir. Yaygın kanının tersine:

1. Sukuşları içinde bulunduğumuz kış aylarında yoğun hareket halindedir.
2. Bu hareketler iklim koşullarına göre şekillenmektedir ve kuşlar soğuk bölgelerden sıcak bölgelere doğru hareket etmektedir.
3. Bu hareket tek bir çizgi şeklinde olmamaktadır. Tek çizgi halinde İstanbul, Artvin ve Hatay illeri üzerinden geçen türler leylekler ve yırtıcı kuşlardır ve bu düzenli göç hareketi yalnızca sonbahar ve ilkbahar aylarında olmaktadır. Sukuşları için bu rota geçerli değildir.

Doğa Derneği, sukuşlarını kış aylarında saymaktadır. Bu sayımlar tüm dünyada ve Türkiye’de 15 Ocak – 15 Şubat tarihleri arasında yapılmaktadır ve en son sayım 2005 yılında yapılmıştır. 1999, 2002 ve 2005’te 120 alanda yapılan sayım sonuçları ekteki haritada özetlenmiştir. 2005’te toplam 1 milyon 285 bin 273 sukuşu sayılmıştır. Kuş gribinin yayılmasını engellemek amacıyla sadece Doğu Anadolu’da değil, tüm sulakalanlarda aşağıdaki önlemler alınmalıdır:

1. Tüm sulakalanlarda ölü yabani kuşların araştırması acilen yapılmalıdır.
2. Tüm sulakalanlar risk bölgesidir. Bu nedenle, büyük göllerin civarı başta olmak üzere bu alanlarda kanatlı hayvanların kümeslerin dışına çıkarılması yasaklanmalı ve evcil hayvanlarla yabani kuşların teması en aza düşürülmelidir.
3. Civarında yoğun kümes hayvancılığı yapılan sulakalanlarda, hastalığın teşhisi ve acil durum için çok daha ayrıntılı çalışmalar derhal başlatılmalıdır.
4. Ülke sathında av yasaklanmalıdır.

Sukuşları, kuş gribinin taşınma yollarından biri olmakla birlikte FAO (Dünya Gıda ve Tarım Örgütü) kaynaklı raporlara göre hastalığın esas yayılma kaynağı kümes hayvancılığıdır. Yine FAO’ya göre, bu güne kadar hastalığın rastlandığı Hong Kong, Pakistan, Yeni Zelanda gibi ülkelerde göçmen kuşlar üzerinde yapılan klinik testler sonucunda kuş gribi virusüne rastlanmamıştır. Bu kapsamda, hastalığın yayılmasında üç ana mekanizma etkilidir:

1. Canlı kümes hayvanı ticareti.
2. Kümes hayvancılığı yapılan yerlerdeki zayıf biyogüvenlik önlemleri.
3. Hastalığın bulaştığı materyallerin taşınması – örneğin, çamur, toprak, taşıtlar, ayakkabılar ve doğal su yolları.

Türkiye’de bu güne kadar ortaya çıkan kuş gribi vakalarına paralel gelişen büyük sayılarda yabani kuş ölümlerine rastlanmamıştır. Oysa, Dünya Kuşları Koruma Kurumu (BirdLife International) kaynaklarına göre Temmuz 2005’te tavuk çiftliği kaynaklı kuş gribi görülen bir bölgede 6 bin ölü Hint kazında (Anser indicus) ve çok sayıda karabatak, martı ve ördeğe rastlanmıştır. Öte yandan, son kuş gribi vakalarının gözüktüğü Yozgat ve Erzurum gibi illerde kışın sukuşlarının yüksek sayılarda bulunduğu sulakalanlar bilinmemektedir.

Bu nedenlerle, Türkiye’de evcil kümes hayvanı ticareti ve biyogüvenlik konularında etkili önlemler alınmalıdır.

 

DEZENFEKTE  İÇİN KULLANILAN DEZENFEKTAN BİTTİĞİNDE AYNI ÜRÜNDEN SATIN ALMAMAK VE TAMAMEN FARKLI KİMYASALLARDAN OLUŞAN BAŞKA BİR ÜRÜN ALMAK GEREKİR.

 ( Mikroplar aynı ürüne karşı zamanla bağışıklık oluşturduklarından )

KLOR EN UCUZ DEZENFEKTANDIR ANCAK DEVAMLI KULLANILMAMASI ÖNERİLİR.

 

 

KANARYALARDA KULLANILAN ANTİBİYOTİKLER:

ETKEN MADDE                            İçme Suyu  ( mg/Lt)                       Yem/Mama (mg / Kg)

Amoksilin                                                           200-400                                                    300-500

Ampisilin                                                          1000-2000                                                2000-3000

Kloramfenikol                                                    100-200                                                    200-300

Klortetrasiklin                                                 1000-1500                                                     5000

Dokasisiklin                                                           250                                                           1000

Eritromisin                                                            100                                                            200

Furaldaton                                                          100-200                                                        200

Linkomisin                                                         100-200                                                        200

Neomisin                                                               80-100                                                       100

Spektinomisin                                                     200-400                                                       400

Spiramisin                                                           200-400                                                       400

Sulfonamid                                                            50-100                                                       100

Polimiksin                                                          50.000 İ.Ü.                                               50.000 İ.Ü.

Tylosin                                                                 250-400                                                       400

İLAÇ ÖZELLİKLERİ VE KULLANMA KILAVUZU

 

*BAYMEC %1 (ANTİPARAZİTER)

Kullanıldığı Yerler : Bit tedavisinde kullanılır,emici ve ısırıcı  bitlerde ayrıca iç ve dış parazitlerde mükemmel sonuç verir.

Dozaj : 2 lt. suya 2 ml. Baymec karıştırılıp iyice çalkalandıktan sonra suluklara konur 24 ila 48 saat sonra su temiz suyla değiştirilir.

Tedavi ayda bir tekrarlanır.

Not: Hiçbir dönemde yan etkisi yoktur.(Yumurta, yavru, tüy, vb.)

 *BİYOMEC %1(ANTİPARAZİTER)

Baymec ile aynı ham maddeyi  içerir,aynı yerlerde aynı oranda kullanılır.

 *VİTAFORM(Suda Eriyen Toz Vitamin)

Kullanıldığı Yerler: Gelişmeyi sağlıklı büyümeyi, döllenmeyi sağlar.Kuşlar için büyük  8 esas vitamini en uygun oranlarda ihtiva etmektedir.

  1. Vitamin A: Kuşun gücünü arttırarak  hastalıklardan korur.
  2. Vitamin D3 : Yumurta kabuğu sağlamlığını sağlar.
  3. Niasinamid : Ağız boşluğunda oluşan iltihaplanmayı önler, tüyleri güzelleştirir.
  4. Kalsiyum Pantotenat : Deri iltihabını önler, tüy kalitesini arttırır.
  5. Vitamin B2: İshali önler.
  6. Vitamin B12 : Büyümeyi sağlar,
  7. Vitamin K : Bağırsak kanamalarını önler.
  8. Vitamin E : Döllenme gücü ve verimi arttırır.

Dozaj:1 lt. suya bir çay kaşığı (2gr) hastalıkta 1 lt. suya 2 çay kaşığı.

*DEPOMİN (Mineral Ve Aminoasit Kombinasyonu)

Kullanıldığı Yerler: Genç hayvanlarda gelişmeyi hızlandırır.

Yemden en iyi şekilde yararlanmalarını sağlar .

Hayvanın tüyden kolay çıkmasını sağlar.

Dozaj: 1 lt. Suya 1 kapak atılır. Haftada 2 defa verilir.

 *TETRAMEZATİN

Kullanıldığı Yerler: İshal tedavisinde kullanılır.

Dozaj: 2,5 lt. Suya  2,5 gr. atılır. Tedavi 3 gün sürer ilaçlı suyun 6-12 saatte tamamen içilmesine dikkat edilmelidir.

(Su bitecek oranda konulmalıdır.) Her gün taze su hazırlanacak.

*NEOPRİM

Kullanıldığı Yerler:İshal tedavisinde kullanılır.

Dozaj: 2,5 lt. suya 1 gr.(yarım çay kaşığı) tedavi 3 gün sürer.

 *TYLAN

Kullanıldığı Yerler: Solunum yolları enfeksiyonlarında kullanılır.

Ayrıca yer değişikliği ve stres durumlarında kullanılır.

Dozaj : Koruyucu olarak haftada 2 gün 2 lt. suya 1 gr. (Yarım çay kaşığı ) tedavi amaçlı  1lt. suya 1 gr. 5 gün verilir.

*ESB3

Kullanıldığı Yerler: Küf mantarlarının yol açtığı hastalıklara iyi gelir.

Nemin yoğun olduğu ortamlarda uzun süre verilebilir.

Kanlı ishal durumlarında da kullanılır.

Dozaj:Koruyucu olarak 1 lt. Suya 1 gr.

Tedavi amaçlı 1 lt. suya  2 gr. 3 gün kullanılır.

 *NEO TERRAMYCİN

Kullanıldığı Yerler: Kronik solunum yolu enfeksiyonları (Sinuzit,Burun akıntısı ) stres ve vücuttaki  yararlanmalardan sonra kullanılır.

Dozaj: Koruyucu olarak 2 lt. suya 2 gr. Tedavi 1 lt. suya 1 gr.

 *NEO TERRAMYCİN + VİTAMİN

Dozaj: Koruyucu olarak 1 lt. suya 2 gr.  Tedavi 1lt. suya 4 gr.

*BAYTRİL ( %2.5)

Kullanıldığı Yerler: Kanaryalarda bilinen 30 çeşit hastalığın (Kuyruk sallama ,hırıltı, sebebsiz ölümler , virüs hastalıkları ) tedavisinde kullanılır.

Dozaj: Koruyucu olarak 1 lt. suya 2 ml. Tedavi :1 lt. suya  4ml. 3 ila 7 gün

 

*BAYTRİL (%10)

Dozaj: Koruyucu olarak 2 lt.suya 1 ml. Tedavi: 2 lt. suya 2 ml.

 *VİLFLOKS

Kullanıldığı Yerler : Yumurtada yavru ölümleri .solunum sistemi hastalıkları ve ishaller.

Dozaj: Koruyucu olarak 2 lt. suya 1 ml. Tedavi:1 lt. suya 1 ml. 3 gün

 *POLİSAMİN ( VİTAMİN )

Dozaj: 1lt. suya 1 çay kaşığı. Yumurtlama ve tüy döneminde 2 gün ara ile normal zamanda haftada 1 gün verilir.

  

KAFES KUŞLARINDA HALKALI KURT ENFEKSİYONLARI

    Askarid olarak bilinen halkalı kurtlar kuşların sindirim sistemi, solunum sistemi, kalp ve dolaşım sistemi, damarlar, beyin ve merkezi sinir sistemi, göz ve diğer yumuşak dokular gibi bir çok organa ve dokuya yerleşebilir.

   Yumurta yoluyla bulaşan bu parazitler papağan ve muhabbet kuşlarında daha sık görülür. Ağız  yoluyla alınan yumurtalar kuşun ince bağırsaklarında açılır ve içinden çıkan parazitler önce larva ve daha sonra da ergin hale gelirler. Dişi  parazitler tarafından bağırsakta yumurtlanan  yumurtalar kuşun dışkısı yoluyla aynı şekilde çevreye yayılırlar. Yaşadıkları ortam nemli ise uzun süre canlı kalabilirler.

   Askaridler kuşlarda ishal, iştahsızlık, kilo kaybı gibi belirtilerle seyreder. Bazı kuşlarda kusma veya aşırı miktarda dışkı yapma da  görülür. Şiddetli ve aşırı miktarda olan parazitler sindirim sisteminde tıkanmaya ve bunun sonucunda kuşun ölümüne yol açabilir.

   Hastalığın tedavisinde veteriner hekiminizin önereceği ilaçları kullanmalısınız. Tedavi genellikle 10-14 gün içinde tekrarlanır. Kuşun yaşadığı çevreden yeniden parazit almasını önlemek amacıyla kafesi, suluklarını, oyuncaklarını ve kullandığı tüm malzemeyi dikkatlice  temizlemeli veya değiştirmelisiniz. Parazit yumurtaları dezenfektanlara karşı oldukça dirençlidir ama sıcak buhar uygulaması ile yumurtalardan garantili olarak kurtulabilirsiniz.

   Kuşunuzun parazit enfeksiyonlarından  korunması için düzenli olarak dışkı ve parazit muayenelerini ihmal etmeyin. Ayrıca kafesinde  ve yaşam alanındaki hijyenin korunması ve varsa ortamdaki aşırı rutubetin  dengelenmesi önerilir.

 

Kafes kuşlarında mantar enfeksiyonları

Candidiasis, kafes kuşlarında Candida albicans adı verilen bir mantar türünün yol açtığı enfeksiyonların genel adıdır. Bu mantar türü normal çok az sayıda bütün kuşların sindirim sisteminde bulunur ancak enfeksiyona neden olmaz. Eğer bu mikroorganizmanın sayısı artarsa veya sindirim sisteminde bir hasar varsa, sindirim sisteminde, gaga ve solunum sistemi gibi diğer organlarda, deri, tüy, göz ve üreme organlarında da enfeksiyon oluşur. Candida enfeksiyonları muhabbet kuşlarında ve papağanlarda çok daha nadir görülür.

Mantar, daha ziyade genç kuşlarda ve bağışıklık sistemi zayıf olan hayvanlarda ortaya çıkar. Mantarın oluşma riskini arttıran faktörler çok çeşitli olabilir:

* Kursağın geç boşalması

* Uzun süreli ve bilinçsiz antibiyotik kullanımı

* Kafes temizliğine dikkat edilmemesi

* Vitamin A yetmezliği

* Hatalı beslenme

* Stres, ortamda sigara içilmesi, travma ve bazı virüs enfeksiyonlarının yol açtığı tahribatlar.

Hastalığın belirtileri yerleştiği organa göre değişiklik gösterir. Tek bir organda olabileceği gibi, birkaç organa aynı anda yerleşebilir. Ağız ve gaga bölgesinde olduğunda ağız kokusu ve ağızda beyaz plaklar oluşur. Enfeksiyon genellikle alt ve üst gaganın birleştiği açıda oluşur. Gagadaki hastalıkta yemi geri çıkarma, iştah kaybı ve halsizlikle birlikte depresyon izlenir. Gaga kalınlaşır, yemin kursağı geçişi gecikmeye başlar.

Enfeksiyon, sindirim sisteminin alt bölgelerine yerleştiyse, sulu dışkı, kusma, kilo kaybı, iştahsızlık ve depresyon görülür. Solunum sistemindeki mantar ise burun akıntısı, ses ve ötüş değişiklikleri, solunum güçlüğü ve kolay yorulma gibi belirtiler izlenir.

Hastalığın teşhisinde mantarın miktarı ve belirtilerin tespiti önemli. Tedavi olarak veteriner hekiminizin seçimine ve önerisine göre antifungal ilaçlar kullanılır. Hastalığa zemin hazırlayan stres, kötü bakım ve beslenme gibi koşulların düzeltilmesi de hastalığın iyileştirilmesinde çok önemli rol oynar.
_________________
KANARYATURK ÇALIŞMA GRUBU

 

 

 
 
  Bugün 15 ziyaretçi (21 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol